Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
KRALI UYANDIRMAK ROMAN Hüseyin TURHAL
Adıyaman, Nemrut Dağı. Binlerce yıldır Kommagene Krallığı'nın sırlarını uykuya yatıran mistik zirve. Arkeolog Nurten, Defineci Hüseyin ve bilge Dayı, Kral Nemrut’un kayıp mezarını ve hazinesini bulma...
35. Bölüm

Kralı Uyandırmak: İkinci Bölüm Suyun Tuzağı ve Dört İmparatorun Şifresi

15 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Kralı Uyandırmak: İkinci Bölüm
Suyun Tuzağı ve Dört İmparatorun Şifresi

Ekip, Geta’nın sökülen sütununun bulunduğu güneybatı yakasındaki kayalıkların dibine indi. Şeref Dayı'nın yönlendirmesiyle, kayaların arasında ustaca gizlenmiş, küçük, kemerli bir niş buldular.
Nişin içindeki taş blokta, Kommagene dilinde bir yazı ve dört farklı geometrik sembol oyulmuştu: Kare, Üçgen, Daire ve Sonsuzluk (Sekiz).
"İşte şifre!" dedi Nurten. "Dört sütun, dört imparator. Ama semboller Roma değil, Kommagene! Bunlar kraliyet ailesinin amblemleri olmalı."
Hüseyin parşömeni açtı. "Harita, bu sembollerin sırasını veriyor: Julia Domna (Anne), Severus (Baba), Caracalla (Büyük Oğul) ve Geta (İhanet Edilen). Ama hangi sembol hangi aile üyesine ait?"
Nurten, Roman tarih bilgisini ve Kommagene sembolizmini birleştirdi:
Julia Domna (Anne): Aile ve süreklilik. Sonsuzluk (Sekiz).
Severus (Baba/Kurucu): Güç ve düzen. Kare.
Caracalla (Veliaht/Gelecek): Tanrısal yücelik ve hareket. Daire.
Geta (İhanet Edilen/Kayıp): Üzüntü ve son. Üçgen.
"Sıralama bu olmalı," dedi Nurten. "Sonsuzluk, Kare, Daire, Üçgen. Şimdi bu sembolleri nişin üzerindeki o dört oyuğa doğru sırayla yerleştirmeliyiz. Ama anahtarımız nerede?"
Şeref Dayı, elindeki bastonu Cendere Çayı’nın sığ sularına soktu. "Anahtar, suyun altında. Köprünün ruhu, onu koruyor. Bu, çayın dibindeki çakıl taşlarından yapılmış bir tılsım küresi olmalı."
Hüseyin, hemen suya atladı. Soğuk su, adrenaline karışan tutkuyu artırıyordu. Birkaç saniyelik gergin bir arayışın ardından, Hüseyin suyun dibinden, dört farklı sembolün oyulu olduğu, pürüzsüz, taş bir küre çıkardı.
"Bulundu!" diye bağırdı Hüseyin.
Nurten, elindeki sembolleri doğru sırayla taştaki oyuklara yerleştirmeye başladı: Sonsuzluk, Kare, Daire, Üçgen.
Son sembol olan Üçgen yerine oturduğunda, nişin arkasındaki taş blok, yavaşça içeri doğru kaydı. Ancak taşın arkasında bekleyen, ne kuru bir tünel ne de kutsal bir oda idi. Taş blok, hızla dolmaya başlayan, dar ve su basmış bir tünel ağzını ortaya çıkardı.
Kahta Çayı’nın buz gibi suları, tüneli hızla dolduruyordu.
"Tuzak!" diye bağırdı Nurten, panikle.
Hüseyin, Nurten’in elini yakaladı. "Nemrut’un hazinesine giden yol, her zaman bir fedakarlık ister! Bu, suyun tuzağı! Tek çıkış yolu var, Nurten. İlerlemek!"
Hüseyin, Nurten'i kendine çekti. Soğuk sular tünelin içinde yükselirken, ikisi de hayatta kalmak ve hazineye ulaşmak için o dar tünelin karanlığına doğru, birbirlerine sıkıca kenetlenerek ilerlemek zorundaydılar.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL