Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
KÖŞE YAZILARIM ve MAKALELER Hüseyin TURHAL
Söz Uçar, Yazı Kalır Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır. Kitap, tek bir konuya de...
202. Bölüm

Deprem Öldürmez, İhmal Öldürür!

13 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Bugün olduğu gibi, antik çağlarda da deprem insanlığın korkulu rüyası olmuştur. Dünyanın kuruluşundan bu yana, depremler, seller ve diğer afetler doğa yasasının ve yaşamın bir parçasıdır.
Ne var ki, günümüzdeki felaketlerin yıkıcılığı yalnızca doğanın kendisine ait değildir. İnsanın ekolojik dengeyi bozması; ormanların, bitki örtüsünün ve yaban hayatının tahrip edilmesi; dengesiz maden çıkarma faaliyetleri ve sağlıksız yerleşim politikaları, tabiata büyük zarar vermektedir. Bu tahribat, küresel ısınma, mevsim değişiklikleri ve ekvator dengesinin bozulması gibi sonuçlarla doğal afetlerin oluşumuna zemin hazırlamakta ve doğanın ana kanununa ters düşmektedir.
Tarihten Dersler
Antik çağlarda, Roma, Bizans ve daha eski uygarlıklarda dahi dehşet verici depremler ve tufanlar yaşanmıştır. Muhteşem mermer şehirler depremlerle yerle bir olmuş, büyük tufanlarla kayıp kıtalar yeryüzünden silinmiştir.
Doğal afetler karşısında çaresiz kalan antik dönem insanı, bu yıkıma karşı çözümler aramaya itilmiş; bu arayışlar, günümüzde arkeoloji biliminin birçok antik kentin depremlerle yıkıldığını kazılarla teyit etmesine olanak sağlamıştır.
Bu afetlere karşı korunmak için insanlar, inanç sistemlerinde de çareler aramıştır. Örneğin, Hristiyanlık inancında yer alan İncil'deki Sağlam Temel ve Çürük Temel benzetmesi (Matta 7:24–27; Luka 6:47–49) bu konuda muhteşem bir uyarı niteliğindedir:
"İşte bu sözlerimi duyup uygulayan herkes, evini kaya üzerine kuran akıllı adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, eve saldırır; ama ev yıkılmaz. Çünkü kaya üzerine kurulmuştur. Bu sözlerimi duyup da uygulamayan herkes, evini kum üzerine kuran budala adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, evi sarsar. Ev yıkılır; yıkılışı da korkunç olur."
Bu kutsal uyarılar ışığında, Antik Roma ve Bizans İmparatorlukları, şehirlerini sağlam zeminler üzerine, sarp ve yüksek kayalıklar üzerinde kurmayı tercih etmişlerdir. Kaleler, surlar, saraylar ve nekropoller sağlam harç ve kireç kullanılarak inşa edilmiş; bataklık, dere kenarları ve erozyona maruz kalacak çürük arazilerden özellikle kaçınılmıştır.
Günümüzde bile, korkunç depremlere inat, 2000 yıllık kaleler ve köprüler hala ayakta durmaktadır. Çünkü bunlar, sağlam bir zemin üzerine, kaliteli malzeme kullanılarak inşa edilmiştir.
Modern Yapılar ve İhmal
Peki, günümüz modern çağındaki yerleşim ve yapılar, Roma kaleleri kadar sağlam mı?
Yanımızdaki 2000 yıllık yapılar ayakta dururken, yeni inşa edilmiş, hatta 50 yılını doldurmamış modern yapılar küçücük bir sarsıntıyla moloz yığınına dönüyor. Bu tablo, sağlam temel ile çürük temel arasındaki farkı net bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Türkiye, depremlere çok sayıda kurban verdi. Yeni yapılan binaların dahi enkaz yığınına dönmesiyle binlerce canımızı kaybettik. Bunun nedeni, depremin gücü değil, ihmaldir.
Günümüz yerleşimlerinde;
Sağlam zemin üzerine temel atılmadı.
Kaliteli ve yeterli malzeme kullanılmadı.
Şehirler kurulurken deprem fay hatları, jeolojik zemin analizleri ve erozyon dikkate alınmadı.
Geçmişten ve tarihten ders alınmadı.
Kapitalist rant uğruna insan hayatı hiçe sayılmış ve bu yanlışlar maalesef hala devam etmektedir. Gelecek depremlere karşı kalıcı çözüm üretecek, temeli sağlam, depreme dayanıklı yapı projeleri ne yazık ki sadece lafta kalmaktadır. Sel baskınlarına karşı yeterli altyapı bulunmamaktadır.
Yaşanılan acılar unutulmuş, bu ihmalkârlık, vurdumduymazlık ve ciddiyetsizlik, gelecekteki büyük depremlerle faturasını ağır ödeyecektir. Akıl başa geldiğinde ise iş işten geçmiş olacak ve son pişmanlık fayda vermeyecektir.
Akıl ve Bilimle Yaşamak
Depremlerle ve doğal afetlerle ölmek istemiyorsak, doğanın yasalarına uyarak yaşamak istiyorsak, aklımızı kullanmalıyız. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de de buyrulduğu gibi: "Aklınızı kullanınız, aklını kullanmayanların üzerine daima pislik yağar."
Aklımızı kullanmazsak; ilim, bilim ve teknolojinin ışığında sağlıklı düşünmezsek, hem bu dünyadaki hem de diğer dünyadaki hayatımızı mahvetmiş oluruz.
Gelecekteki depremlerle ve doğal afetlerle huzur içinde yaşamak istiyorsak, tıpkı tarihteki sağlam yapılar gibi, temelimiz sağlam olmalıdır.
Deprem öldürmez, ihmal öldürür!
(15 Şubat 2019)

Hüseyin TURHAL
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL