Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Hacı Bektaş Veli (Erkek Dişi Sorulmaz) Roman Hüseyin TURHAL
Aşkın ve Hoşgörünün Destanı: Hacı Bektaş Veli Romanı Yazar: Hüseyin TURHAL 13. yüzyıl Anadolu’su. Topraklar kanla, gönüller korkuyla sulanırken; bir derviş, Horasan’dan getirdiği Vahdet (Birlik) fel...
37. Bölüm

Bölüm 7: Tarikat Kapısı (VII-X)

7 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Ümit, Tevazu ve Teslimiyetin Derinleşmesi
Tarikat Kapısı'nın son makamları, müritin kalbini sadece arındırmakla kalmaz, aynı zamanda onu Hakikat Kapısı'nın heyecanına hazırlar. Yunus, artık sadece disiplinli bir derviş değil, kalbi Aşk ve Vuslat (Kavuşma) arzusuyla yanan bir aşıktı.
VII. Makam: Ümit (Reca) ve Teyakkuz
Korku (Havf) makamında sürekli uyanık kalmak, dervişi yorabilir, hatta umutsuzluğa düşürebilirdi. Bu yüzden Tarikat, hemen ardından Ümit (Reca) makamını getirmişti.
Dedebaba, bir sohbet sırasında şunları söyledi: "Yunus, eğer korkun seni sadece titretirse, yolda kalırsın. Korkunun yanında Ümit olmalıdır. Allah'ın rahmetinden ümit kesmek, en büyük günahtır. Bizim yolumuzda korku, bizi yanlış yoldan korur; Ümit ise bizi doğru yolda tutar. İkisi bir kuşun iki kanadı gibidir."
Yunus, bu dengeyi kurmayı öğrendi. Günahlarının büyüklüğünden korkarken, Yaradan'ın affediciliğinin daha büyük olduğuna dair ümidini canlı tutuyordu. Bu, onu rehavete düşürmedi; tam tersine, daha şevkli bir hizmete yöneltti.
VIII. Makam: İbret Almak ve Nasihat Dinlemek
Tarikat'ta ilerleyen mürit, kibir tuzağına düşmeye en yakındır. “Ben ne kadar çok şey biliyorum, ne kadar çok çile çektim” düşüncesi, bütün manevi kazançları yok edebilirdi. Bu makam, bu kibre karşı bir kalkandır.
Nasihat Dinlemek, sadece Pir'in sözünü değil, hayatın ve diğer dervişlerin de sözünü dinlemeyi gerektiriyordu. Yunus, bir sohbet sırasında en genç dervişten bile bir ders alabileceğini fark etti.
İbret Almak ise, etrafta gördüğü her olumsuzluktan kendi nefsine bir pay çıkarmaktı. Başkasının hatasını eleştirmek yerine, "Ben de aynı hataya düşebilir miyim?" diye sorarak kendini düzeltiyordu. Artık Yunus, dünyayı kendi iç aynası olarak görüyordu.
IX. Makam: Özünü Fakir ve Aciz Görmek (Tevazu)
Bu makam, Şeriat'taki tevazunun (alçakgönüllülüğün) Tarikat'taki zirvesiydi. Fakir olmak, sadece parasız olmak demek değildi; manevi olarak da kendini her an muhtaç ve yetersiz görmek demekti.
Yunus, bu makamda, bütün çilesine ve bilgisine rağmen hala hiçbir şey bilmediğini hissetti.
Bir gün Dedebaba ona, "Yunus, sen bunca hizmetin karşılığında ne kazandın?" diye sordu.
Yunus'un cevabı hazırdı: "Hiçbir şey, Efendim. Ne kazandıysam, bu yolun lütfudur. Ben hala yok'um, hala acizim."
Dedebaba gülümsedi: "İşte budur, Yunus! 'Özünü fakir görenin gönlü zenginleşir.' Benlik, bir kumaştır. Ne kadar yırtarsan, geriye o kadar az kalır. Ve o kalan az kısım, tamamen Allah'ın mülkü olur."
X. Makam: Özünü Kurban Etmek ve Teslimiyetin Zirvesi
Tarikat Kapısı'nın son makamı, Aşk ile teslimiyetin nihai eylemidir. Mürit, artık sadece iradesini değil, bütün varlığını bu yola kurban etmeye hazırdır. Tıpkı İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban etmeye hazır olması gibi.
Yunus, bu makama geldiğinde, Dedebaba ona son bir soru sordu: "Eğer bu yolda yürümeye devam edersen, karşılaşacağın çile ve sınavların sonu yoktur. Var mısın, yok musun?"
Bu soru, artık mantıkla veya korkuyla cevaplanamazdı. Yunus, kalbinden gelen Aşkın gücüyle cevap verdi: "Ben, bu yolun tozuyum, Efendim. Var'ım, ama kendi varlığım için değil; yolun Varlığı için varım. Yolun emrettiği her şeyi, seve seve yapmaya ikrar veriyorum."
Bu ikrar, Yunus'u Marifet Kapısı'na hazırladı. Tarikat, disiplinle girdiği bedeni, Aşk ile cilalamış ve onu manevi sırları almaya hazır hale getirmişti.
Yunus, Tarikat Kapısı'nı tamamlayıp, kendini tamamen yola teslim etti. Artık o, dışarıdaki eylemlere değil, içindeki manaya odaklanacaktır.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL