Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Hacı Bektaş Veli (Erkek Dişi Sorulmaz) Roman Hüseyin TURHAL
Aşkın ve Hoşgörünün Destanı: Hacı Bektaş Veli Romanı Yazar: Hüseyin TURHAL 13. yüzyıl Anadolu’su. Topraklar kanla, gönüller korkuyla sulanırken; bir derviş, Horasan’dan getirdiği Vahdet (Birlik) fel...
46. Bölüm

Bölüm 14: Epilog - Menzil (Yolun Sonu, Rehberin Başlangıcı)

4 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Aşkın Asası ve Devr-i Daim
Yunus, Dedebaba'nın huzurundan ayrıldıktan sonra, Dergâh’ın eşiğinde durdu. Güneş, Anadolu topraklarının üzerine yeni bir günün ışığını döküyordu. O kapıdan ilk girdiğinde üzerindeki yük, dünyevi kaygılardı; şimdi ise içi boşalmış, ama varlığı Aşk ve Hikmetle dolmuştu. Geriye dönüp baktı; gördüğü şey sadece taş duvarlar değildi, ruhunun kırk kat arındığı bir manevi fırındı.
Dedebaba, onun yanına geldi ve eline, basit, yontulmuş tahtadan bir Asa verdi.
"Yunus," dedi, sesi hem hüzünlü hem de gururluydu. "Sen Kâmil İnsan oldun. Şimdi, bu bilgi ve Aşk sende kalmamalı. Hünkâr der ki: 'Oturduğun yerden kalk, yürü. Hizmet et.' Bu asa, senin mürşitliğinin, rehberliğinin nişanesidir. Senin yolun, artık Hakikat'i Yaymak yoludur."
Yunus'un gönlünde artık ne gitmekten korku, ne de kalmaktan arzu vardı. O, varlıkla yokluk arasındaki dengeyi, yani Beka Billah halini bulmuştu. Asayı eline aldı. Soğuk bir tahta parçası değil, bütün yolculuğunun ruhu elindeydi.
Hizmet ve Gönül Yolculuğu
Yunus, Dergâh'tan ayrıldı ve Anadolu'nun köylerini, kasabalarını, obalarını dolaşmaya başladı. Artık o, Yunus Dede olarak anılıyordu. O, sadece Şeriat’ın kurallarını veya Tarikat’ın usullerini anlatmıyordu; o, Hakikat'i yaşıyor ve kalbinden yayılan Aşk ile insanlara dokunuyordu.
Zenginlere gittiğinde, onlara Marifet Kapısı'nın Cömertlik makamını anlatıyor, malın sadece bir emanet olduğunu hatırlatıyordu.
Fakirlere gittiğinde, onlara Tarikat Kapısı'nın Ümit makamını anlatıyor, dünyevi yokluğun manevi zenginlik getireceğini söylüyordu.
Kavgacıların arasına girdiğinde, onlara Hakikat Kapısı'nın Ayıplamamak makamını gösteriyor, bütün farklılıkların aynı Kaynaktan geldiğini idrak ettiriyordu.
Yunus Dede'nin sözleri, kuru bir vaaz değil, gönüllere dokunan bir nefestir. O, her insana, kendi içindeki Hünkâr'ı bulmayı öğretiyordu. İnsanların içindeki kibri Toprak olmayı öğreterek eziyor, nefretin yerine Merhameti ekiyor, cehaletin yerine İrfanı koyuyordu.
Döngünün Tamamlanması (Devr-i Daim)
Yıllar geçti. Yunus Dede'nin yüzünde, kırk makamın bilgeliği ve huzuru vardı. Bir gün, tıpkı yıllar önce kendisi gibi, sırtında heybesiyle, gözlerinde büyük bir arayışla yorgun düşmüş genç bir Talip ona yaklaştı.
"Erenler," dedi genç. "Ben de bir menzil arıyorum. Kalbimdeki bu gürültüyü susturacak bir yol arıyorum. Bana ne yapacağımı söyleyin."
Yunus Dede gülümsedi. O genci gördüğünde, tam kırk yıl önceki kendi gençliğini gördü. Asa'sını yere dayadı ve gence, tıpkı Eren Baba'nın ve Dedebaba'nın ona öğrettiği gibi, Dört Kapı Kırk Makam'ı anlatmaya başladı. Ama bu sefer, sadece sözlerle değil, yaşadığı Aşk ile anlatıyordu.
Yunus Dede'nin Son Öğüdü: "Evlat, yolculuk asla bitmez. Menzile ulaşmak, yolun kendisi olmaktır. Sen o kapılardan geçerken, kapıların kendisi sen olursun. Arayışın da, bulduğun da, yürüdüğün yol da sensin. Unutma, 'Eline, beline, diline sahip olmayan, asla Tarikat'a adım atamaz.'"
Yunus Dede, gence yolu gösterdikten sonra, tekrar yollara düştü. Kendi yolculuğu tamamlanmıştı, ama Hizmet yolculuğu sonsuzdu. O, artık sadece bir bedenden ibaret değildi. O, Kırk Makam'ın Sırrı, Hacı Bektaş Veli'nin Nefesi ve Aşkın Sonsuz Devr-i Daimi idi. Bir tohum gibi toprağa düşmüştü, şimdi ise yüzlerce meyve veren ulu bir çınardı.
Son.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL