Yoksulluk Kaderiniz Değildir!

Cenab-ı Allah, bütün insanları zenginlikle yarattı, kâinata sonsuz çeşit çeşit, bol ve bereketli nimetler verdi. Bu zengin kâinatta nasıl yoksullaştığınızı, sizi nasıl sömürdüklerini, adım adım ortaya dökelim...
Bütün insanoğlu, dokuz aylıkken çıplak olarak dünyaya geldi. Cenab-ı Allah, bütün insanlara nimetlerini eşit sundu: Güneş, hava, yağmur, toprak, bitki, çiçek, su, her türlü madenler, değerli taşlar ve denizin altındaki balıklar... Hepsini insana nimet olarak bahşetti. İnsanlara akıl verdi, göz verdi, ayak verdi, el ve kol verdi, çalışmak için güç verdi. Bütün insanlar dokuz aylık ve çıplak yaratıldı; bütün insanlar eşittir. İnsanın insana üstünlüğü yoktur. Bütün insanoğlu çıplak doğdu ve çıplak da gidecektir.
Bugün dünyada bazı insanlar lüks ve zenginlik içinde yüzüyorsa, bazı insanlar yoksulluk ve sefalet içinde açlıktan ölüyorsa, bu durumda bir adaletsizlik var, hakkınızı çalanlar ve bir soygun var demektir.
"Yoksulluk kaderinizdir" diyenlerin hayatlarına, sofralarına bakın; lüks yaşıyorlar. Para, altın, mal mülk içinde yüzüyorlar. Sizi sömüren, yoksullaştıran ve hakkınızı yiyen, Din-Tapınak Kapitalizmi inançları üzerindeki bu hırsızları tanıyın. Sizin dininizi size parayla satıyorlar. Size gerçek dini anlatmıyorlar, kutsal kitaplardaki dini öğretileri açıklamıyorlar. Tevrat, Zebur ve İncil bozulmuş diyorlar ve Kur'an'ı anlayamazsınız diyerek sizi kutsal kitaplardan uzaklaştırıyorlar. Kur'an'da olmayan, kendi atalarının uydurduğu Tapınak mitolojik geleneksel inançlarını, hurafe, safsata, rivayet ve imitasyon hadislerle süsleyip, sizi inançla haşhaş gibi uyutup, hayali cennet satarak sömürüyor ve yoksullaştırıyorlar. Sonra da size "kaderinizde bu var, öbür dünyada cennete gireceksiniz" deyip dinî masallarla uyutuyorlar.
Yoksulluk kaderinizdir diyenler, size Kur'an-ı Kerim'in İsra Suresi 13. ayetini okumazlar, anlatmazlar: "Biz, insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık." Bu ayetten apaçık anlaşılıyor ki, kaderiniz elinizdedir. Ne kadar çok çalışırsanız, çaba gösterir, mücadele ederseniz kazanırsınız demektir. Ama sizler çok çalışıyor, köle gibi çalışıyorsunuz, buna rağmen hâlâ yoksulsanız, işte burada bir sorun var demektir. Alın terinizi çalan hırsızlar var demektir.
Sizi kutsal kitap dışı; hurafe, safsata, rivayet, geleneksel mitolojik dinsel masallar, uydurulmuş dinî ritüellerle oyalayıp zamanınızı da çalıyorlar. Elinizden ilmi, bilimi, sanatı, teknolojiyi alıp sizi geriye götürerek, zayıflatıp, güçsüzleştirip sömürüyorlar. Sizi dinî tapınaklarına çağırıp, size faydası olmayan mitolojik dinsel masallar anlatarak, cebinizdeki nafakalarınızı alıyorlar.
"Binlerce yıl önce Musa böyle dedi, Firavun böyle dedi, filan şöyle dedi" gibi, binlerce yıl önce kimin ne dediği belli olmayan, kanıt ve somut bir dayanağı bulunmayan, dilden dile anlatılan, ispatı olmayan Yahudi dinî hikâyeleri ile sizleri mezheplere ve tarikatlara bölerek, kin, nefret ve düşmanlığı yayarak, insanı insana düşman ederek, kaos üzerinde bir sömürü düzeni, sermaye kapitalizm ve köle düzeniyle yoksullaştırıyor ve kendileri lüks hayat yaşıyorlar. Din ile sizi aldatarak elinizdeki ekmeğinizi alıyorlar.
Size din anlatan sözde din adamları, çıkıp da "Ey zenginler! Elinizdeki tonlarca yığdığınız servetin hesabını verin!" diye soranını gördünüz mü? "Ey zenginler! İhtiyaçtan fazla biriktirdiğiniz mallar haramdır, sizin hakkınız değildir; yoksula, yetime, garibana dağıtınız!" diyeni hiç gördünüz mü? Göremezsiniz, çünkü bunlar gerçek din adamı değildir. Bunlar dininizi ele geçirip, kendi dinlerini sizin dininizmiş gibi gösteren din tüccarlarıdır.
Hazreti Muhammed hayatı boyunca kazandığını hepsini yoksula ve yetime dağıtırdı. Hazreti İsa zenginlere seslenerek: "Boşuna altın para biriktirmeyiniz. Ey zenginler! Yığdığınız altınları yoksullara, yetimlere dağıtınız, yoksa kurtuluşa eremezsiniz" diyordu. Bütün peygamberler zenginlere seslendiler: Yoksulu, yetimi, zayıfı ezmeyiniz, yoksulun, yetimin, garibanın hakkını yemeyiniz, diyorlardı. Ama putperest Tapınak din adamları, peygamberleri dışladılar, peygamberleri öldürdüler, peygamberlerin dinî öğretisini ele geçirip sakladılar ve kendi Tapınak putperest inançlarını, yeni gelen dinlerin maskesi altında halka sundular. Hurafe, safsata, rivayet, geleneksel mitolojik dinsel ve imitasyon hadisler ile insanları doğru yoldan saptırdılar. İnsanlara cennet hikâyeleri satarak ellerindeki malları aldılar. Dini kullanarak toplumları soydular.
Hurafe, safsata, rivayet, geleneksel mitolojik dinsel masalların peşini bırakın. Kutsal kitapları okuyun, anlayarak okuyunuz. İlim, bilim, teknik, teknoloji ve sanatla uğraşın, meslek öğreniniz, ticaret öğreniniz, yatırımcı olunuz, üretken olunuz. İş yerleri açınız, fabrika açınız, meyvecilik, sebzecilik, hayvancılık ile uğraşınız. Çalışmak ibadettir. Aklınızı kullanarak çalışınız, birlikte, dayanışma içerisinde çalışınız. Tüketici değil, daima üretken olunuz. Çalışana Cenab-ı Allah bereket verir, rahmet verir. Gündüz çalışınız, gece evinizde sıcak odanızda Allah'a dua ve ibadet ediniz.
Allah'ın size verdiği su size parayla satılıyorsa, orada ne din var, ne iman var ne de vicdan!
Barış, sevgi, eşitlik ve adalet dolu bir dünya dileğimle...
Yaşasın Allah'ın adaleti!
(10 Aralık 2020)