Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
DİNİ SOHBETLER ( Kur'an Işığında) Hüseyin TURHAL
Bu kitap, Kur'an'ın Berrak Işığında, inancın özünü yeniden keşfetme davetidir. Yüzyıllardır süregelen Arap, Yahudi gelenekleri ve mitolojik rivayetlerle perdelenmiş olan gerçek dini, akıl ve sorgulam...
52. Bölüm

Alevilik İslam'ın Neresinde?

18 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Alevilik İslam'ın Neresinde?

Bu yazının amacı, Aleviliği İslam dininden dışlamak değildir. Amacımız; Aleviliğin gizemli, kadim tarihine ulaşmak için, Aleviliğin İslam coğrafyasındaki izlerini irdeleyerek ve kadim, esrarlı Aleviliğin üzerindeki tozu alarak, gerçek Aleviliğin özünü bulmaktır.
Yüzyıllardır, Aleviliğin tarihinin Kerbela'da, İslam'ın doğuşu ile başladığı, Aleviliğin Hz. Ali ile başladığı yazılır çizilir. Bu görüşler, Aleviliğin tarihini Kerbela çöllerine gömmüş ve kadim gizli tarihine ulaşamamıştır. Bu yazımızda, İslam'ın anavatanı Arabistan çöllerinde Aleviliğin izlerini ve kadim tarihini Anadolu-Mezopotamya coğrafyasından süreceğiz.
Arabistan Çöllerinde Aleviliğin İzleri
İslam'ın anavatanı Arabistan çöllerinde bugün ve dün Alevilik neresindedir? İslam'ın koyu yaşandığı Müslüman ülkelerde; Arabistan, Pakistan, Afganistan, Irak, Mekke, Medine'de Alevilik neresindedir? Bu ülkelerde Aleviler, sazı, sözü, nefesi ile semah yapabiliyor mu? Bu soruya cevap vermeden önce, İslam'ın doğuşu ve anavatanı Arabistan çöllerinde, Peygamber devrinde Aleviliği irdeleyelim.
Bugün Alevi kutsal cemlerinde; Hz. Muhammed var, Hz. Ali var, Peygamberin torunları Hasan, Hüseyin var, Peygamber soyu Ehl-i Beyt var, Kur'an var, İslam'ın serdarı On İki İmamlar var. Anlayacağınız, bugün Aleviliğin içerisinde İslam var, İslam'ın özü var. Peki, İslam'ın içerisinde Alevilik var mı? Müslümanların mescitlerinde bugün Alevilik var mı?
Hz. Muhammed Aleviler gibi cem yaptı mı? Hz. Ali eline saz alıp çaldı mı? On İki İmamlar saz ve semah yaptı mı? Hz. Ali, Hz. Hamza'nın elinde saz mı vardı, yoksa kılıç mı?
Hz. Ali'nin elinde saz yoktu; elinde çatallı kılıç Zülfikar vardı ve İslam sancağı vardı. Hz. Ali, zalim, zorbacı hükümdarlarla savaştı; Arap müşrikleri ile savaştı; Yahudi, putperest tapınak ve zalim krallarla savaştı; halka zulüm yapan Roma İmparatorluğu'na karşı savaştı; Kayseri Roma'yı kılıçtan geçirdi.
Ehl-i Beyt'in Dışlanması ve Aleviliğin Rolü
İslam'ın anavatanı Arabistan çöllerinde, Kerbela'da, Hz. Muhammed İslam dinini getirirken, Arap müşrikleri ile putperest tapınak mitolojik geleneksel dinler ve Yahudi ortodoks tapınak şeriatı ile karşı karşıya gelerek büyük bir mücadele içerisine girdi.
Hz. Ali'nin kılıcının korkusundan Müslüman olanlar, dışı Müslüman içi kâfir olanlar, Müslümanlık maskesi altında Hz. Muhammed'e, onun Ehl-i Beyt hanedanına ve İslam'a, Kur'an'a düşmanlık beslediler. Hz. Muhammed'in vefatından sonra, Müslümanlar ve kılıç korkusundan Müslüman olanların birçoğu eski sapık inançlarına döndüler. Yüreğinde iman olmayan Arap müşrikleri, Peygamber soyuna kin ve nefretlerini kustular. Bu arada hilafet, saltanat kavgası, koltuk, para, servet hırsı, kibir hırsı Müslümanları partilere parçaladı ve saltanat hilafet uğruna Peygamber evlatlarına hıyanet ve zulüm yapıldı.
Saltanat, koltuk, iktidar, hilafet uğruna Hz. Muhammed'in soyu dışlandı; camilerden Hz. Ali dışlandı; Hz. Muhammed'in torunları olan Hasan ve Hüseyin mescitlerden dışlandı. Camilerden Hz. Ali ve Ehl-i Beyt'e lanetler okundu; Hz. Muhammed'i sevenlere ölüm fermanları çıkarıldı. Kerbela'da Peygamber soyu kılıçtan geçirildi, Kur'an yakıldı. Camilerden Kur'an yasaklandı. Emevi Abbasi yönetimi, ilmihal kitapları yazarak, hurafe, safsata, rivayet dolu bir saltanat iktidar koltuğunu korumak için o dönemde Müslümanları aldattı. Peygamber adına iftira dolu imtasyon hadisler düzenleyerek düzenini, din maskesi altında saltanat sürdü.
1400 yıl önce İslam'ın anavatanı olan Arabistan yarımadasında, Kerbela çöllerinde, Arap müşrikleri, saltanat, hilafet uğruna kendi Peygamberlerine hıyanet ettiler, Peygamberin evladına, soyuna zulüm yaptılar. Ehl-i Beyt'i mescitlerinden dışladılar. Hz. Muhammed'i, Hz. Ali'yi, Hasan, Hüseyin ve On İki İmamları dışladılar; Kur'an'daki İslam'ı dışladılar; Yahudi ortodoks tapınak şeriatı içerikli, Kur'an dışı bir Müslümanlık yarattılar.
Araplar kendi Peygamberlerine hıyanet ederken, kendi Peygamberlerinin evladına zulüm yaparken, Peygamberin evladına sahip çıkan Müslümanları camiden dışlayıp kâfir ilan ederken; bu Kerbela kanlı çölündeki bu zulümler dalga dalga dünyaya yayılırken, Anadolu kadim Gök Işık insanları olan Levi, Aluvi, Alevi insanları bu Kerbela zulmüne seyirci kalmadı. Aleviler şaha kalkıp, bu Kerbela zulmüne karşı canı pahasına Peygamber evlatlarına sahip çıktılar. Hz. Muhammed'i, Hz. Ali'yi, Hasan, Hüseyin ve On İki İmamları kutsal cemlerine aldılar. Kutsal cemlerinde "Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali" dediler. Kur'an, Ehl-i Beyt için gözyaşları döktüler; Peygamber torunları için dizlerini dövdüler; bu masum Peygamber nesli için gece gündüz derde giryan oldular.
İşte bu şekilde İslam, Aleviliğin içerisine girdi. Bugün Aleviliğin içerisinde İslam var. Müslümanlar içerisinde ne yazık ki Kur'an'daki İslam yoktur; sadece Emevi saltanatının İslam maskeli bir inancı vardır. Aleviliğin içerisinde İslam var, Hz. Muhammed'in soyu Ehl-i Beyt var. Ne yazık ki, bugün Müslümanlar içerisinde Alevilik yoktur.
Bugün Suudi Arabistan, Irak, İran, Pakistan, Afganistan, Mekke, Medine'de Alevilik var mı? Bunların mescitlerinde Alevilik var mı? Hangi camisinde saz, semah var? Hangi camisinde Hz. Muhammed'in ev halkı olan Ehl-i Beyt var, On İki İmamlar var, Kur'an'daki İslam var? Hiçbirinde yok.
Aleviliğin Kadim Mirası ve Evrensel Yolculuğu
Alevilik, Hz. Ali ile başlamadığı; dünyanın kadim Gök insanları olduğu, ilk ışıktan gelen bir topluluktur. Alevilik her devirde, her uygarlıkta vardı. İlk olarak Gök insanları, ışık insanları olarak ortaya çıktılar. Her devirde zulme, zalime başkaldırdılar, daima mazlumun yanında yer aldılar. Arkeolojik kazılardan çıkan bulgular, Aleviliğin kadim tarihini ortaya koymuştur. Sümer tabletleri ve Hitit kabartmaları, Alevilik tarihini gün ışığına çıkarmıştır.
Alevilik, 1400 yıl önce Hz. Muhammed'e ve onun Ehl-i Beytine, Kur'an'a, İslam'a sahip çıktığı gibi; Hz. İsa Mesih döneminde de, putperest tapınak Yahudi Ortodoks dinciliğine karşı Hz. İsa'yı desteklemiş, Hz. İsa'nın müjdesini, dinî öğretisine sahip çıkmış ve İsevi olarak anılmıştır. Aleviler o dönemde Hz. İsa öğretisini, müjdesini şiirsel bir dil ile Anadolu'ya yaymıştır. Bu nedenle, Yahudi, Bizans, Katolik din tapınakçıları Alevilere Maniçi lakabını takmış ve aforoz etmiştir.
Alevilik ayrı bir din değildir. Alevilik, 124.000 Peygamberin öğretisini cemine alarak sahip çıkan, ezelden ebediyete giden bir kadim yoldur. Bu yolda bütün Peygamberler anılır, "Dört Kitap Haktır" derler.
Bugün Müslümanlar içerisinde Alevilik dışlansa da, Aleviliğin içerisinde İslam vardır. Bu nedenle Müslümanların Aleviliğe sahip çıkması elzemdir. Alevilik, bütün gelmiş geçmiş Peygamberlere yol olduğu için, Alevilik bir Dünya Kültür Mirasıdır. Bütün insanlığın Aleviliğe sahip çıkması, bir insani görevdir.
(20 Mayıs 2020)
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL