nasıl inansın o da biliyor ki oğulları yandaş olmasaydı taraf olmasydı bu ödülü rüyasında göremesdi
demekki olmaz denilenler oluyor
daha neler göreceğiz kim bilir
Çetin Altan hala ödüle inanamıyor
''2008 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü''ne layık görülen ve Başbakan Erdoğan'ın elinden ödülü alan usta yazar duygularını ifade ederken zorlandı.
3.2.2009
Gazeteci yazar Çetin Altan, Kültür ve Turizm Bakanlığınca değer görüldüğü ’’2008 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’’nü Aya İrini Kilisesi’nde düzenlenen törenle aldı.
Klasik müzik konseriyle başlayan törende Çetin Altan’ın hayatına ilişkin Nebil Özgentürk’ün hazırladığı belgesel gösterildi.
Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, düşünce ve yazım yaşamına büyük hizmetler vermiş Çetin Altan’a teşekkürlerini sunmak için bir araya geldiklerini söyledi. Bakanlığının, Türkiye’nin kültür ve sanat yaşamına büyük hizmetleri geçmiş yurttaşlara küçük bir teşekkür için düzenlediği bu ödüllerin otuz yıllık hikayesi bulunduğunu belirten Günay, daha önce bu ödüllerin Yaşar Nabi Nayır, Sezai Karakoç ve Prof. Metin Sözen gibi isimlere verildiğini hatırlattı.
Günay, Altan’a bu ödülü vermenin bir çok gerekçesinin bulunabileceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
’’Elli yılı aşkın süredir yazının her alanında büyük eserler vermiş Çetin Altan’ın sadece köşe yazıları, sadece oyunları, sadece romanları, bu ödülü almak için yeterlidir. Ama benim oyum şahsen bir başka nedenden. Sayın Altan’ın yazım yaşamı, aşağı yukarı Türkiye’nin demokrasi yaşamıyla eş ve bu ülkede demokrasi hangi iniş çıkışları yaşamışsa, hangi sıkıntıları ve sancıları yaşamışsa, sayın Çetin Altan bütün bunların bedellerini ödemiş. Bütün yaşamında bir anlamda demokrasiyle yaşamı özdeşleşmiş ve bütün o iniş çıkış dönemlerinde bütün kara dönemlerinde o devirlerin egemenlerine itibar etmemiştir. Hep halkın iradesini, hep halkın özgürlüğünü, hep halkın eşitliğini, emeği, bilgiyi, bilimi savunmuştur. Demokrasiyi savunmuştur.’’
Bugünün bir başka anlamı daha olduğunu vurgulayan Günay, ’’Çetin Altan’ın yazdığı gibi ’çetelerin egemen olduğu bir ortamda’ hala ’olsun’ diye uğraştığımız hukukun egemen olmadığı, çetelerin egemen olduğu bir ortamda sevgili Abdi İpekçi’yi kaybettiğimiz gündür bugün’’ dedi.
Bakan Günay, şunları kaydetti:
’’Kırk yıl önce parlamentoda çoğunluğu oluşturan iktidarın başbakanının parmak işaretiyle sayın Çetin Altan neredeyse linç edileyazmış. Bugün parlamentoda sadece çoğunluğu oluşturan değil milletin yüreğinde ve parlamenter çoğunluğu oluşturan bir iktidarın Başbakanının elinden Çetin Altan bir teşekkür belgesi alıyor bu Türk demokrasisinin güzel bir gelişimi, büyük bir mesafe Türk demokrasisinin çoğulculuğun, çok sesliliğin, çok kültürlülüğün bir ahenk içinde, bir ebru bir nakış güzelliği içinde, büyük bedelleri vererek bugüne gelmesinde, emeği geçen herkese minnetlerimi sunuyorum. Sevgili Çetin Altan’ı ve onun gibi bedel ödeyen herkesi bütün kalbimle selamlıyorum.’’
-ÇETİN ALTAN’IN KONUŞMASI-
Törende konuşan Çetin Altan da 1943 yılında, 9. sınıftayken adını ilk defa basılı gördüğünü, ve ’’Bir kalem ve bir kağıtla bilinmez bir okyanustan sonra’’ bugün Aya İrini de olduğunu söyledi.
Çağdaşlığın basamaklarının sanatın, kalemin ve bilimin merdivenleriyle kurulduğunu ve insanlığın ortak bir yazgısı bulunduğunu anlatan Altan, Dostoyevski’lerin, Rembrandt’ların, Beethoven’ların bulunduğu yerlere küçük bir karanfil takabilmenin, mutluluğunu yaşamak için kendi zihninin lezzetini tattığını kaydetti.
Bu ödülün kendisine verilmesine çok şaşırdığını da ifade eden Altan, ’’O kadar çok şaşırdım ki bu büyük ödül lafını duyduğum zaman, bir muazzam sürpriz düştü üstüme. Herkes biraz kuşkuyla bakar yazı adamlarına, şaşırdım kaldım. Gönül ister ki, elli yıl sonra bu ödüle benim adım için ’büyük yanılgı olmuş’ denmesin. Zaman gösterir bunu da’’ diye konuştu.
Sözlerini ’’Çakıl Taşları’’ adlı şiirle noktalayan Altan’ın konuşmasını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bakan Ertuğrul Günay sahnede ayakta dinledi.
Törende daha sonra Başbakan Erdoğan ve Kültür ve Turizm Bakanı Günay birlikte, Altan’a ödülünü takdim etti.
Törenin ardından kokteyl düzenlendi.
Klasik müzik konseriyle başlayan törende Çetin Altan’ın hayatına ilişkin Nebil Özgentürk’ün hazırladığı belgesel gösterildi.
Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, düşünce ve yazım yaşamına büyük hizmetler vermiş Çetin Altan’a teşekkürlerini sunmak için bir araya geldiklerini söyledi. Bakanlığının, Türkiye’nin kültür ve sanat yaşamına büyük hizmetleri geçmiş yurttaşlara küçük bir teşekkür için düzenlediği bu ödüllerin otuz yıllık hikayesi bulunduğunu belirten Günay, daha önce bu ödüllerin Yaşar Nabi Nayır, Sezai Karakoç ve Prof. Metin Sözen gibi isimlere verildiğini hatırlattı.
Günay, Altan’a bu ödülü vermenin bir çok gerekçesinin bulunabileceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
’’Elli yılı aşkın süredir yazının her alanında büyük eserler vermiş Çetin Altan’ın sadece köşe yazıları, sadece oyunları, sadece romanları, bu ödülü almak için yeterlidir. Ama benim oyum şahsen bir başka nedenden. Sayın Altan’ın yazım yaşamı, aşağı yukarı Türkiye’nin demokrasi yaşamıyla eş ve bu ülkede demokrasi hangi iniş çıkışları yaşamışsa, hangi sıkıntıları ve sancıları yaşamışsa, sayın Çetin Altan bütün bunların bedellerini ödemiş. Bütün yaşamında bir anlamda demokrasiyle yaşamı özdeşleşmiş ve bütün o iniş çıkış dönemlerinde bütün kara dönemlerinde o devirlerin egemenlerine itibar etmemiştir. Hep halkın iradesini, hep halkın özgürlüğünü, hep halkın eşitliğini, emeği, bilgiyi, bilimi savunmuştur. Demokrasiyi savunmuştur.’’
Bugünün bir başka anlamı daha olduğunu vurgulayan Günay, ’’Çetin Altan’ın yazdığı gibi ’çetelerin egemen olduğu bir ortamda’ hala ’olsun’ diye uğraştığımız hukukun egemen olmadığı, çetelerin egemen olduğu bir ortamda sevgili Abdi İpekçi’yi kaybettiğimiz gündür bugün’’ dedi.
Bakan Günay, şunları kaydetti:
’’Kırk yıl önce parlamentoda çoğunluğu oluşturan iktidarın başbakanının parmak işaretiyle sayın Çetin Altan neredeyse linç edileyazmış. Bugün parlamentoda sadece çoğunluğu oluşturan değil milletin yüreğinde ve parlamenter çoğunluğu oluşturan bir iktidarın Başbakanının elinden Çetin Altan bir teşekkür belgesi alıyor bu Türk demokrasisinin güzel bir gelişimi, büyük bir mesafe Türk demokrasisinin çoğulculuğun, çok sesliliğin, çok kültürlülüğün bir ahenk içinde, bir ebru bir nakış güzelliği içinde, büyük bedelleri vererek bugüne gelmesinde, emeği geçen herkese minnetlerimi sunuyorum. Sevgili Çetin Altan’ı ve onun gibi bedel ödeyen herkesi bütün kalbimle selamlıyorum.’’
-ÇETİN ALTAN’IN KONUŞMASI-
Törende konuşan Çetin Altan da 1943 yılında, 9. sınıftayken adını ilk defa basılı gördüğünü, ve ’’Bir kalem ve bir kağıtla bilinmez bir okyanustan sonra’’ bugün Aya İrini de olduğunu söyledi.
Çağdaşlığın basamaklarının sanatın, kalemin ve bilimin merdivenleriyle kurulduğunu ve insanlığın ortak bir yazgısı bulunduğunu anlatan Altan, Dostoyevski’lerin, Rembrandt’ların, Beethoven’ların bulunduğu yerlere küçük bir karanfil takabilmenin, mutluluğunu yaşamak için kendi zihninin lezzetini tattığını kaydetti.
Bu ödülün kendisine verilmesine çok şaşırdığını da ifade eden Altan, ’’O kadar çok şaşırdım ki bu büyük ödül lafını duyduğum zaman, bir muazzam sürpriz düştü üstüme. Herkes biraz kuşkuyla bakar yazı adamlarına, şaşırdım kaldım. Gönül ister ki, elli yıl sonra bu ödüle benim adım için ’büyük yanılgı olmuş’ denmesin. Zaman gösterir bunu da’’ diye konuştu.
Sözlerini ’’Çakıl Taşları’’ adlı şiirle noktalayan Altan’ın konuşmasını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bakan Ertuğrul Günay sahnede ayakta dinledi.
Törende daha sonra Başbakan Erdoğan ve Kültür ve Turizm Bakanı Günay birlikte, Altan’a ödülünü takdim etti.
Törenin ardından kokteyl düzenlendi.
Yorumlar
Mesaj Yaz
16.4.2009 13:39:04
Yorum Yapın
Çetin Altan hala ödüle inanamıyor ile ilgili yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol
Üyelik Girişi Yap