yüzüstü býrakýlmýþ ruhlar sokaðýndan
devþir yarýnlarýný çiçeklerden zeynebim
yörüngeni bul artýk
durma dön dön dön…
dön ki ezilmeyesin çiðnenmeyesin
kuþatsýn seni dönenceler zeynebim
mecrasýný bulmuþ akarsular gibi sonsuzluða ak
çalkantýlý denizlere dalabilmen için
öyle candan, öyle bir vecd ile
zaman ve mekandan soyutla hayallerini
bütün duyularýný, düþüncelerini
birleþtir bir umman derinliðinde zeynebim
bir kere daha kendinde
damarlarýnda yanan özlemleri
göðsünü delerek geçen sancýlarý
ilk çocukluk yýllarýný canlandýr gözünde
hafiften kar yaðýyordu ya zeynebim
annen küçücük mantonun düðmelerini ilikliyorken…
asla eðme baþýný öne zeynebim
istifle öfkeni …
peyder pey at içindeki haykýrýþý uzak tepelere
sen ki masum, sen ki en yalýn
sen ki göz nurusun yarýnlarýn
atlas yorganlara serili masumiyetin
bir gölgeden ibaret ne ise o sakladýklarýn
çaðýrýrken adýný annen …zeynebim
tek baþýna bir çölde
kuþ uçmaz kervan geçmez
aðladýðýnda çaresiz
bir damla suyla
yedi defa..
topraðýn kapýsýný çalmýþtýn ya ayaklarýnla zeynebim
ab-ý hayat olmuþtu susuzluktan çatlayan dudaklarýna su
ruhun üfürüldüðü bir bedene baðlandýðýnda
her gece uyurken
ruhunun girip çýktýðý
zikri darp ettiklerin
acaba nasýl bir þeydi zeynebim
bunca kan kokusu arasýnda her gün
bir harap þehrin sokaklarýnda sendin onlarcasý
saçlarýný parlatýyordun ya güneþin altýnda
bir yangýnýn ortasýnda bahtýna bir cennet çiçeði
bir kase soðuk su düþüvermiþti
aðýtýný öyle söylemiþti annen
erguvan renkli çiçeklere bir öpücük býrakýrken
aðlarken kaný terine, teri gözyaþýna karýþan zeynebim
serçe kuþlarýyla selam söyle özgürlük diyarlarýna
topraðýn sertliðinden, dünyanýn namertliðinden söz et
göklerden geliyor her þey zeynebim
bir aynaya düþmüyor aynýyla cennetin görüntüsü
redfer