eskiden
hayatýn avuç içi
sarýlýrken mor düþüncelerimize
biz renksiz uçurumlarýn
göðü olmuþtuk
hiç bir bilinmez ezgi sarmýyordu
gölgelerimizi
Þimdi
düþmekten dönen
türküler taþýyoruz saz günlüðümüze
vakit susmuþ
söyleniyor günlüklerden sözler gönlümüzün çemberine
sanki
Sararmýþ yapraklarýn renkleri gibi
kök salmýþýz doðada
sanki
incecik toz tanelerinden yeniden doðuyoruz
Neden
Acýmasýz olmuþ dünya
neden
sevenleri görmez olmuþ
duvaksýz nedimelerin türküleri.
öyle ki
sevemeyenlerle dolmuþ yaþam
ve neden her yanýmýz
uçurum kenarý
ki
her yanýmýz türkü nöbetlerinin sevdalarýyla dolu
gel
biz yürüyelim sevdiðim
ýþýklý ezgilerin karanlýklardan
ver ellerini güzelim
bak kaygýlar da esir.
semalara yükselelim
varacaðýmýz durak belli
ama/gittiðimiz yol
bilinmez
....