Gül Şarabı
-Gül Þarabý-
...
Gýcýrdayan menteþe sesinde,
kapaðýný her açýþýmda
uðurlamak istedi beni,
sapý paslý valizim.
Lavanta kokusu sinmiþ
oyalý mendillerim aslýnda kurnaz bir oyunun kursaðýnda býrakýlmýþ oyalama
tesellisi gibi, belki lazým olur tembihlerini
hatýrýnýn sol köþesinde saklamayýda
nasýl becerdiyse onca hüznün ardýndan.
Beþeriz ýþte belki bir umut,
belki bir yanýlgý,
belkide eskiyi/en eskiyi ve hatta
en tomurcuk günleri unutamamaktý.
Her ne desem olmadý/olmazdý
güllerin kokusundan gül reçeli,
yada belki gül þarabý yapmak
gibiydi ve bir rüyaydý,
týpký;
sevgilisinin dantel iþlemeli
raflarýndan kalaylý bakýr tasýnýn içine
sýcak somun ekmeðinden koparýp
bandýra bandýra birbirine tutan
lokmalarýn þerbetinde tadýndan deðil
sevginin elinden yenmesiydi mutluluk.
Göz kýrpmasýyla gýcýrtý özüme döndürdü
beni.
Gitme vaktiydi ve ipek eþarbýmý bir
çýrpýda alelade baðlayýp vedalaþmak
için son bir þey kalmýþtý yapmam
gereken.
El emeðiyle yýllarýn hatrý için yapýlan
þaraptan bir þiþesini an’sýzýn koyu vermek
valizin en üstte duran teninin kokusu sinmiþ kazaðýnýn üzerine.
Ve ardýna bakmadan koþarcasýna, yarýnlarýnda yýllandýrmak
için,
sevgimi,
þarabýmý,
birde kendimi,
kapýnýn eþiðinde son bir törendi seyircisi
olmadan alkýþlanan kaderin perdesinde.
Yanýmdaydý kokusu ve elveda demek
ićin sar/hoþ olmak gerekti.
Bende sar/ýldým
............hoþ/oldu mu bilmem.??
Sevil Özdemir
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.