Bir yara bandı, bir kağıt peçete...
Çýktý okulundan sýrtýnda çantasý, üzerinde önlüðüyle...
Sonra çýkarttý önlüðünü, koydu çantasýna hemence...
Kalabalýk bir caddenin, oturdu bir köþesine…
Çýkardý poþetindekileri tek, tek dikkatlice...
Artýk vardý bir elinde yara bandý, diðer elinde kaðýt peçete...
Satýp gitmekti isteði, çok geç olmadan evine...
Hava soðuktu. Üþümüþtü o küçük elleri...
Öyle zayýf, öyle yorgundu ki minicik bedeni...
Belli ki mecburdu çalýþmaya, vardý bir çok sebebi...
Mahzun, mahzun bakýyordu etrafa o simsiyah gözleri...
Dikkatini çekti sonra, uzaktan bir baba ile bir oðul;
Tutuþmuþlardý el ele, geliyorlardý pek neþeli...
Seyretti onlarý bir süre, yüzünde tatlý bir tebessümle...
Zira onlarýn bu halleri, gelmiþti ona pek sevimli...
Yaklaþtýlar sonra azaldý aralarýndaki mesafe...
Koþarak gitti yanlarýna, kocaman bir gülücükle...
Bazen þefkat isterdi, çocuk yüreði sadece...
Bahanesi olurdu elindeki yara bandý ile kaðýt peçete...
Uzattý elindekilerini, dikti gözlerini gülen gözlere...
Neþeli adam somurttu çocuðu görünce birden...
Maðrur, kibirli bir bakýþla dedi;
’’Ýstemeyiz çekil git önümüzden hemen!’’
Yaralanmýþtý o minicik yüreði, bu sözlere...
Anlam veremedi masum duygularý bu harekete...
Doldu gözleri, akýverdi iki damla yaþý gizlice....
Bakakaldý arkalarýndan, nemli gözleriyle öylece...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Fatma Tüz Zehra BABÜRŞAH Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.