MERKEPÇE ...
Yanmýþtý eþeklerin caný ,
Hem yükten hem de semerden .
Yakýndýlar kendi kendilerine ,
Ah ! Çektiler derinden ...
Dediler ; Nedir þu çektiðimiz ,
Ölse de kurtulsak þu semerciden .
Çýkardý belki de anlayan ,
Bizim de halimizden .
Çok geçmedi ki aradan ,
Merkeplerin sözüne ,
Ölüverdi ansýzýn
Zavallý usta birdenbire ...
Tutmuþtu sanki merkeplerin duasý
Bilmiyorlardý baþlarýna gelecekleri ,
Vardý dahasý ...
Yoktu rahmetli ustanýn ,
Ne çýraðý ne de bir kalfasý .
Sýkar oldu merkepleri ,
Üstündeki yeni urbasý ...
Çok geçmedi aradan ,
Dayanamadýlar acýya ,
Boyladýlar baytarý .
Arýyorlardý bir yandan da
O rahmetlik ustayý .
Yakýnmaya baþladýlar ,
Dert yandýlar baytara ...
Dediler ; bilemedik biz kýymetini
Ustanýn saðlýðýnda .
Usta oldu rahmetlik ,
Bizde kaldýk baþka ustaya .
Nasýl bilebilirdik ?
Sapasaðlam ustayý ,
Bedduamýzla devirdik !
Meðer deðilmiþ semer ,
Devlet kuþuymuþ ustanýn
Sýrtýmýza taktýðý .
Dilimizle ettik kendimiz
Belamýzý bulduk ,
Rahatýmýzý elimizle biz bozduk .
Ýnsansan hürsün cihanda ,
Takamaz boynuna , hiç kimse yular
Deðilsen insan ; layýksýn semere ...
Bulmuþken ustaný ,
Rahatýný bozma kendi elinle ...
( 1996 )
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.