eylül
çok eski bir aþkýn hikâyesidir
hopa mapushanesine
bir çift temiz çamaþýr hatýrýna
bir günlük yolu yaya giden kadýnýn yüreðinde
yokluk, yoksulluk ve dökülen kardeþ kaný günlerinde
daha babam dokuzundaydý
anam yeni doðmuþtu dokuzyüzkýrkikide
dedem nazýmýn oturduðu o pencereden
yedi yýl mavi bakmýþtý paslý demir parmaklýklardan
eylül onmaz
yaðmur güne ayýlmaz
geçti mevsimler yýllar yaþanana sayýlmaz
eylül dedem kokardý biraz yüzüme yaðar hüzün
ondan öðrendim...
yürüdüðün patika yolda
gömleðine takýlan diken kamçý gibi savrulmasýn
ardýnca gelen dostunu sakýn yaralanmasýn diye...
ondan öðrendim ayazda kocakarý soðuklarýný
ondan öðrendim zemheri uzadýkça ardý bahar
hüzünlü köy türkülerini ve en güzel eþkýya hikâyelerini ondan..
bu sene kýþ aðýr geçecek dedi dedem
döndüm baktým
sert bakýþlý az konuþan adam
yüzünü gökyüzüne çevirmiþti
baksana dedi.. koca gürgen iþte
yapraklarýný tepeden dökmeye baþlýyor
doða hiç yalan söylememiþti insan oðluna
gürgen topraða yakýn dallarýndan
dökse yapraklarýný kýþ rutin geçerdi
ama iþte o sonbahar tepeden dökülmüþtü
tecrübeyle sabitti ve o kýþ çok kar yaðmýþtý...
eylül son
sonbaharýydý
son kýþý son bakýþýydý dedemin
hazan geldi Allah’a ýsmarladýk öðretmenimi
...
eylül hazan
geçti bahar tükendi yazan
takvim yapraðý da ayrýlýða aðlar bazan
eylül ölüm
gencecik delikanlýlarý tam onikiden vuran
topraða gömülen kitabýn sözleri duvarda duran
"tek
yol.." keser generalin efesi
iþkencede polis nefesi
geceleri uzun çalan bekçi düdüðü sesi
eylül ihbar
topraða fýsýltýyla düþen yapraklar
bir masala kandý çocuklar eylüle kadar sonra sonbahar
eylül isyan
bir veda havasýydý Ahmet Kayanýn sazýnda
fabrikada ýslak çay tozu arasýnda mevsimlik bir iþçinin gün sayýsýnda
...
muhbir üçüncü karýsýný eskitmiþti
ama "karý koca gibiydiler" demiþti
bir aþk’a kibrit suyu serpmiþti
kibritçi kýz daha üþümemiþti
ve sonunu düþünmemiþti
bir kibrit çöpüne kanakanmýþtým
bir simsarýn kapýsýnda donakalmýþtým
azrailin iþi ne þeytanla
kaç kapýlý cehennemden bakmýþtým
"bunu asla yapmamalýydýn" demek de neymiþ
ayrýlmýþtýn daha beþ dakika önce eylüle ne
iþçisin sen haddini bil dedin dimi yüreðine
minibüsün þoför yan koltuðunda düþ yola
yol deniz oluyordu
deniz neden tuzluydu
deniz kimin bir sürü göz nuruydu
aðladýkça içine dalgalar vuruyordu
aðladýkça için için yüreðin ölüyordu
gözyaþlarý da çiçek açardý eskiden
þimdi kuruyordu
...
eylül yaðmur
akýyor onbeþ gün sonra ýrmak yolunda
kim kimin neyiydi belli deðildi
kim kime neyi sordu
kim ne yordu
kim
ýsrar ediyordu
ne iþi vardi o insanlarýn orada
ne ince hastalýkmýþ kara sevda
sonra
sen felah
ben iþçi oðlu iþçi
sen aleme muktedir
sol elimin orta parmaðýnda
alamet bir kelepçe ömür billah
ve hala.. katilin torununa kýz mý verilir alimallah
eylül
biraz hüzün
yüreðim aþk’a küskün
ve ayrýlýk yanýndaki büyük yalnýzlýk
eylül en çok da ölüm kokar eskilerden dededen kalan...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.En Çok Okunan Şiirleri
abim... canım abim öğretmenin vedası... yağmur... kuş kanadı... beyaz atlı prens... gökyüzü... gökyüzü... şehit çocuk... ay yıldızlı uçurtma...