kaç gecedir uykularým paramparça
yelesi kan kokulu savaþ atlarý gibi kan ter içinde uyanýyorum
uykunun en deliksiz mevsiminde
gök gürültüsü gibi gürlüyor sensizliðin çýðlýðý
kafesinde çýrpýnan kuþlar gibi çýrpýnýyorum
sonra...
sana kavuþmak için; kör kirpiler gibi bir yol arýyorum
bir tünel...
bir geçit...
bir kaya çatlaðý bulsam
yer altý nehirleri gibi fýþkýracaðým senin masmavi gökyüzüne.
sabrýn taþ duvarlarýný yýkacak özlemim.
oysa öyle yorgunum ki…
gücüm yok artýk ne savaþmaya, ne kaçmaya nede aþka…
suyu ararken hep çölü bulmaktan…
o dipsiz uçurumlarda, çürük dallara tutunmaktan yorgunum.
hiçbir randevuya geç kalmayan ben,
hep sana geç kalmaktan yorgunum
duvardan sökülen çivi gibi senden sökülmekten
rüzgar çanlarý gibi senden bir nefes beklemekten yorgunum
senin cennetini hayal ederken
cehenneminden bile sürülmekten yorgunum
bilmiyorum nerde hata yaptým?
nazara mý geldim?
lanetli bir büyücünün lanetin emi uðradým?
bilmiyorum neydi suçum?
neydi günahým?
vazgeçtim artýk suçlu aramaktan
vazgeçtim, kana kan deyip te intikam almaktan
vazgeçtim aþk denilen bu iki ucu keskin býçakla
hem seni, hem kendimi kanatmaktan
býrak beni…
býrak ve git
biraz kýs sesini müziðin
bir þeyler ört üstüme
söndür kandilini gecenin
bari bu gece uykumun kanýna girme
bak kan çanaðý gözlerim
uyuyacaðým sevgilim…
uyu sevgili…
sev…
s…