Bilmem ki seni nasýl anlatsam,
Ey caným, cananým Sorhun,
Günler gelir, günler geçer,
Deste deste aylar geçer,
Yýllar dolu denkler geçer,
Ben sana hasret,
Sen bana hasret.
Sende doðmak ne güzel,
Sende yaþamakta bir aþka güzel,
Ya sana hasret çekmek,
O daha baþka inanýlmaz güzel,
Ben sana hasret,
Ben sana hasret,
Yeþil daðlar, düz ovalar,
Platolar, vadiler, derler, tepeler,
Sular berrak buz gibi serin,
Ya esen rüzgarlar,
Uçan kuþlar, kelebekler,
Ben sana hasret,
Sen bana hasret,
Yazýn tarlalar nakýþ nakýþ süslenir,
Her bir ürün tarlalarda yaslanýr,
Sorhun’a hasret yüreklerde paslanýr,
Yaðar kýþýn kar dört bir taraf ýslanýr,
Her mevsimde Sorhun baþka süslenir,
Ben sana hasret,
Sen bana hasret.
Yaylalarda sis var duman var,
Kýrlarýnda dolaþan koyunlar kuzular,
Nerede kaldý o aðaçlardan evler,
Külek külek peynirler, yaðlar,
Ya at üstünde dedeler nineler,
El açan çocuklar, gevrek atan eller,
Ben sana hasret,
Sen bana hasret,
Birde Ovada sýcaktan yanmak,
Süte kaymaða ekmek banmak,
Pilekide çadi sonra çimur bulmak,
Yayýklardan yað ve ayran almak,
Bir hayat bu anlatýlmaz, yazýlmaz ki,
Ancak yaþanýr ve yaþanýr...
Ben sana hasret,
Sen bana hasret,
Sana selam, sana umut,
Ey caným cananým Sorhun.
Cemalettin GÜRPINAR