Rabbim sınava çeker kulu,
Ne güzel buyurmuş, “Gül Kokulu"…
Sahip ol, et parçasına,
Cennet muştusu,
Serilsin ayaklarına…
Dudaklar kilit olsun,
Yumuşak dil, sussun…
Islanmasın yastıklar,
Karabasan kıskacında,
Can çekişmesin uykular…
Kırıldı mı eklesen de, orijinallik gider,
Zamanı yutmuş, emekler kumbarası,
Kişi dilinin altında, susan murada erer,
Sevdaya kahır, çaresiz dil yarası…
Sabrı bilmezsen, infilak eder,
Bombalanır uykular,
Kayar gider, avuçtaki muştular…
Umutlar, helallik diler,
Yalvarır rüyalarda, pişman duygular...
Dil var bal akıtır, dil var döker kanlar,
Bazen ağlatır, bazen coşar sevdalar…
Boşa mı demişler,
Susmak aklın süsü, cehaletin örtüsüdür.
söz çıktı mı, defterlere yazılır..
Gönül susunca, diller zehir akıtır,
Ok yarasından acıymış dil yarası,
Söz gümüşse sükût altındır.
Pişmanlık, yüreğin ağlaması,
Gönüllerin, intikamıdır…
Ey yumuşacık et parçası,
Öyle kalsaydın…
Ruhu sıkan, ince hastalık,
Hazineler, kaçırtmasaydın...
Recep Karadereli