bu aralar Nisan ayý gibiyim sebepsiz uyanýyorum gecenin bir yarýsý gözlerim bulutlu üstümde günün aðýrlýðý duvarlar üstüme geliyor balkona çýkýyorum nefes almak için.
bu aralar garip bir oyunun figüranýyým varlýðýmla yokluðum bir hayat sahnesinde bir görünüp kayboluyorum kimse farketmiyor.
kafese kapatýlmýþ kuþ gibiyim arada kapýyý açýk görünce havalanýp cam kenarýna konabiliyorum bazen hayatý camdan seyretmek bir nebze soðutuyor içimin yangýnýný sonra dönüyorum yine kafesime gidecek yerim olmadýðýndan deðil de boynum bükük yüreðim boþ belki de ondan kapatýyorum tüm kapýlarý yüzüme.
bu aralar küçük bir kýz çocuðu gibi yere düþen her elma þekerime aðlamayý adet edindim silsem midem almadý býraksam gönlüm koskoca evrende yalnýzým diye üzülmüyorum üzülmüyorum da eþi ölmüþ kumru gibi baþýmý kanatlarýma gömüp boþ boþ düþünmek aðýr geliyor sanki.
tuhaf bir dalgýnlýk var üzerimde üstelik unutkanýmda saatim saatime uymuyor kahkahalarla gülerken yüreðim birden deniz gibi dalgalanýyor sonra sebepsiz duruluyor yine bir mahsunluk bir çaresizik hüküm sürüyor suratýmda kaldýrýp atasým geliyor kendimi kendimden.
bu aralar yaðmurlarýn bile kýskandýðý gözlerim var ne gök gürültüsüne ihtiyacý var ne de gün içinde bozuk havalara kara bulutlar olmasa da her daim nemli sebepsiz yaðar gözlerimden ama yine de bu kadar yaðýþa raðmen kuraktýr yürek çatlaktýr her karýþý.