Kara Elmas Kara Ölüm
Ekmek davasýdýr bu, bitmeyen yaþam umudu
Alýn teri kadar ak ekmeði
Kazanmak kara elleriyle…
Her sabah içinde geri dönme umudu.
Bir lokma ekmeði helalinden hak etmek
Ölüme korkusuzca, gözü kapalý gitmek…
Bu sabah daha bir sýký sardý
Kucakladý; karýsýný, çocuðunu
Ya yeniden doðmazsa güneþ, karanlýk dünyasýna
Kara gözleri doldu, aðlamaklý
Boðazýnda bir hýçkýrýk
Alýr mý yine bu akþam, minik yavrusunu
Acaba kucaðýna…
Bu birisinin deðil, hepsinin hikâyesi
Evine geri dönmeyen, Üç yüz bir Soma madencisi.
Hey gidi Soma!
Yaþam odasý, yanýk ünitesi olmayan
Hatýramda saklý hala,
Yürekleri kanatan acýlarýn
Yetim kalan evlatlarýn, gözü yaþlý bacýlarýn
Giriþi olup da, çýkýþý olmayan tüneller
Bir köþeye savrulmuþ, kömür karasý baretler.
Söyleyemez, Arz edemezdi halini
Kýzar baðýrýrdý Dayý baþý
Dayak, hakaret ve…
Ýçine akýtýlan gözyaþý
Hasta, yorgun demeden takýp diþine canýný
Eve ekmek götürmekti bütün uðraþý.
Ateþi hala yanmakta, yüreðimde Soma’nýn
Silinme izi hayalden, yýrtýk kara çorabýn
Tarihte kara sayfa, Ýki bin on dört Mayýs’ý
Taþ bassam da baðrýma, sonu yok ýstýrabýn.
Sedyeniz kirlenmesin, çizmemi çýkarayým
Taze gelini, körpe yavrumu öksüz mü býrakayým?
Küçücük dünyasýnda avutmaz oyuncaklar
Baba diye feryatta öksüz, yetim çocuklar.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.