yüzümü yüzüne kalbimi kalbine tenimi tenine giydir ve yak bizi
rüzgârýn dudaðýnda kawa ruhlu bir türkü harlanýr yüreðimizde isyan ateþi göðe üç kere üst üste sesimi susumu ve suyumu boþalt gök gürlesin aðlasýn bulutlar toprak matemi baðrýna bassýn züleyha
ben talan edilmiþ ülkeyim kudüste recm’edilmiþ bir kadýn aðrýsý Ademin tövbesiyim çürük bir elmada diþ iziyim Havva’nýn ben kurumuþ bir kuyu Yakûp ’un âmâ gözüyüm ben yýkýk bir kent sokaðýyým istila edilmiþ bir yürekte merhamet Eyüp’ün sabrý Süleymanýn ihtiþamýyým ben Musa’nýn asasý Ýsa’nýn çarmýhýyým ben havarilerin suskun bakýþlarýyým aðlarla örülü maðara da beyaz güvercin gerdanlýðýyým
yüzümü binlerce kez kýrdým sabýr çektim ’imamesi kopuk otuz iki diþimden ’ öðüttüm düþlerimi kalbim döl tutmaz köhne bir yalnýzlýkta býrakýp gitme züleyha ben kabilesi talan edilmiþ sesine su karýþan yitik bir ezgiyim kelebekler kaçmýþ ruhuma seni gördüðüm an ölüyorum nehirler kurutuyorum gözlerimde sözün ve susun hükmüne yemin ederek aðzýndan çýkana deðil yüreðine biat ediyorum züleyha
eski bir divit yazýsýna kazýnmýþ öykümüz kahinlerin büyücülerin þamanlarýn bilemeyeceði adýn muamma bir aðrý gibi saplanmýþ göðüs kafesime incire zeytine ve nara dört kutsal kitaba bablara mezmurlara o mukaddes memlekete ve gökyüzüne yemin olsun ki kazýnmýþ yüreðime ismin züleyha cinlerin perilerin þeytanlarýn iþi deðil büyü deðil baþka bir þey bu ruhuma dolana dolana kalbime saplana saplana kazýnmýþ en derinine filizlenmiþ salkým saçak ah senin saçlarýndan uçurumlar düþüyor aklým çýkýyor sana düþüyorum topla beni züleyha
bazý kelimeler bir kaya kadar aðýrdýr ve yalnýz ölür bütün serçeler sular durulur bozkýr bir yaraya dönüþür gülüþüm ve kentime yabancýlaþýrým içime çöreklenir acýnýn en koyu tonu çürür ruhum bu kül karasý zamanda Dicle kurur yokluðunda an’ýn kadraný bozulur saatler sensizliðe takýlýr ç’ölümden kan sýzar züleyha kan ve kumun harmanýyla kerpiçleþen bedenim ýssýz karanlýk sazlýklardan yükselen seslerle aðlar nil Yakûp aðlar kudüs aðlar
bir kez tutuþsa ellerimiz gözlerimin karasýnda kaybolur güneþ gece mayhoþ bir sessizliðe bürünür ay’ýn karanlýk yüzüne küfürler savurup damýtýrým dilimdeki zehirli sözcükleri fakat ben kuyu deðilim Züleyha gözlerini gömme kalbime bir vatuz gibi sindiriyor beni dünya damarlarýmdan kan çekiliyor efsunlu bir türkü söylese biri yahut bir ses çýkarsa beni bu kuyudan ben kimim ? yeminle unuttum ne alýp verdiðim var bu dar-ý dünyadan yüzümü sende unuttum anlasana züleyha
gidip kendime bir çöl bulmalýyým sesimi kurutmak için baðrýmý al kanlara boyatarak yüreðinin zindanýnda ve kurtulmak için Yusufi benliðimden kör bir kuyu da kör yýlanlara anlatmalýyým bu sevdayý ah pusatsýz bir savaþta gözlerine yenilmek ne yaman ip salýp çýkarmalýyým kendimi bu seraptan
ey Züleyha ey yitik aþkýn kül karasý gözlerinin karasýnda mum gibi erit düþleri b’aðrýma ateþ olasýn diye yüreðimin kuyusunu gülüþünle kuruttum ey gül ey suyun yüzünü okþayan ay yüzlü Kudüs kokulu saçlarýný karanlýk ruhuma kat sabrým çýlgýn bir atýn yelesinde boncuk allý morlu azar azar tükeniyor ömrüm dudaðýnda d’okun yaralarýma
ey çölün bilgeliðine soyunan karýncalar içimdeki fýrtýnanýn tozlarýný görmediniz mi? vefasýz yaðmurlarda ýslanan züleyha geçmedi mi buralardan
ey arafýn sadýk bekçisi cenneti cehenneme üfleyen dengbej bir türkü söyle alazlansýn bozkýr nakaratýnda züleyha dolaþsýn ruhuma isli bir kervan yolculuðunda yüreðime yürüsün
ey tanrým ey züleyha’yý gönlüme düþüren kangren suskunluða mahkum eden çatladý sabýr taþý damladý son ecir damlasý ya al emanetini kurtar bu azaptan ya da baðýþla züleyha mý bana
kanlý gömleðin ipleri kurtlandý yüz sür tenimin çorak topraklarýna týrnaklarýnla kazý yüreðimin kirli geçmiþini ve ‘beni kendine aforoz et’ bir ayin ateþinde savur küllerimi bu kara yazgýya gözlerinin kuyusunda sus’adým aþka
susuzluktan çatlamýþ dudaðýna su oldum ve ellerin açýlýr diye duaya aðlama duvarý çarmýha gerdim bileklerimi dört yaným isyan izahý yok yüreðime yazýlmanýn
suyu okudum topraðý yazdým seslendim kör kuyuya adýný yüzüm utandý benden züleyha sustum içimde birikmiþ ne varsa yüreðime üflenen sûrdun kulaðýma okunan ezan yapýþtý üstüme bu dünya kiri silinmez derisi yüzülmüþ bir hayvan kadar günahsýz gülüþüm uðruna nice savaþlar verdiðim vahy edilmiþ bir topraktý bedenin teninin kokusuna yüz sürdüm kan akýttým benliðimden ayet ayet okudum yokluðunu kuyu oldun züleyha içine düþeceðimi bilmeden
ve gül soldu kuþlarýn kanatlarýnda terk etti kenti umut bakir gülüþler saçan çocuklar öldüler Azrail’in týrpanýnda çekildi kuyunun suyu susadým aþka züleyha
ç’akýl taþlarýyla vurdular göðsümde çýrpýnan güvercini s’aklýmda kirli bir yalnýzlýk hissi ey gül ruhunun minderine yasla beni
ben talan edilmiþ bir ülkenin kalbiyim üzerimde doru taylarýn nal izleri yuvasý kundaklanmýþ serçelerin ahý bulaþtýkça ellerime dökülür yapraklarý ömrümün sararýp solan eylülün saçlarýnda yitik bir ezgiye dönüþür aðýtlarým bir düþün içinde eksilerek kanatarak b’aðrýmýzý yitik bir sevda uðruna sevilseydik sevdiðimiz gibi üstümüzde bulutlar seviþir