ÇOCUKKEN ADAM OLMANIN HİKAYESİ
haziran ayýnýn sýcak gecelerinden biri
iyi ve mutlu yaþanmýþ bir günün sonuydu
annelerinin yeri göðü inleten çýðlýðý
gecenin sessizliðini paramparça etmiþti
o ve ablasý korku içinde uyanýp
yataklarýnýn içinde aðlamaya baþladýlar
heyecan dolu gözlerle annelerine bakýp
tir tir titriyorlardý
sanki kýyamet kopmuþ
yer yerinden oynamýþtý
anneleri kendini yerden yere atarak feryat ediyordu
az sonra yan taraftaki evlerinden çýðlýklarý duyan
amcalarý ve yengeleri
pijama ve gecelikleriyle koþup geldiler
lavanta kokulu çarþaflarýn içindeki
babalarýnýn soðumaya yüz tutmuþ bedenine
onun anlam veremediði bir þeyler yapýyorlardý
annesinin çýðlýðý yürek daðlayýcýydý
korkunun büyüttüðü gözlerine
ne olup bittiðini anlamaya çalýþmasýnýn tedirginliði dolmuþtu
küçücük kalbinin çýrpýnýþý
bedenini titretiyor
annesinin çýðlýklarýný duymamak için
elleriyle kulaklarýný týkamaya çalýþýyordu
henüz uyumuþ olan küçük kardeþinin
uyanacaðýný düþünüp endiþeleniyor
sesli aðlamamak için kendini daha çok sýkýyor
o da zayýf bedenini daha çok titretiyordu
nereden bilebilirdi
zor ve acýmasýz hayatýn annesine
ablasýna kardeþine ve kendisine acýmasýz bir tuzak kuracaðýný
yaþadýklarý kasabadaki büyükten
küçüðe herkesin sevip saydýðý babasý
yüreðinin kalleþliðine yenik düþmüþ
evlerinin direði üzerinde bir çarþaf
çarþafýn üzerinde bir býçak öylece uzanmýþ yatýyordu
annesinin feryatlarýna ablasýnýnki karýþtý
komþularý alt kattaki odaya doluþmuþ
periþan haldeki anneyle üç yetimi teselliye çalýþýyorlar
onlar da bir taraftan aðlaþýyorlardý
duvar raflarýnda altýn sarýsý ayvalarýn sýralandýðý
tavanlarýndan kýþ kavunlarý çavuþ büzgülü
misket üzümlerinin salkýmlarý sallanan
kilerlerinden gelincik elmalarýnýn
ceviz ve badem kokularýnýn geldiði
bereket ve neþe dolu eve
ecelin pençesi bir darbe vurmuþ
ev yangýn yerine dönmüþtü.
kader yaþanacak zorlu ve acýmasýz
bir hayatýn istikametini çizmiþ
onun annesinin ve kardeþlerinin
zor günleri baþlamýþtý
küçücüktü nereden bilebilirdi ki
bundan sonra neler olacaðýný
feryat etmekten sesi kýsýlan annesinin
biraz sustuðu zamanda
onun boynundaki ellerini çözüp
annesinin yanaklarýný okþadý
“Anne aðlama, ne olur aðlama artýk!
Sende ölürsen biz ne yaparýz?
Ben hepinize bakarým! Ne olur aðlama artýk!”diye seslendi.
pantolonun askýsý omzundan kaymýþ
pantolon neredeyse dizlerine inecek gibi olmuþtu
sümüðü akmýþ aðlamaktan gözleri kýzarmýþ
kan çanaðýna dönmüþtü
yüzünü ve burnunu yýkadý
pantolonunu düzeltti
için için hala aðlýyor iç çekiyordu
ama kimselere belli etmek istemiyordu
öyle ya
evin erkeði oydu artýk
hayata ilk kafa tutuþu böyle baþladý
erkekler aðlamaz diye biliyordu
aðlamadan durmalýydý
durdu
bir daha hiç aðlamadý
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.