sen beni kahreden zambak
fýþkýrma deme bana
akma deli deli
yokluðun kuyu vurmuþken baðrýma
öylece yat uyu
kurutulmuþ aný çiçeði gibi
bir albümün koynunda
mesafeler zapt eder mi sanýyorsun
gözlerini baðlamak susturur bir ýrmaðýn desibelini
bu kadar kolay mý zamaný klonlamak
neye yarar
iki þarký arasý kadar
fincan duvarlarýna týrmanmak
havanýn nefessiz kaldýðýný düþün
buzlarýn üþüdüðünü
yakýcý gülüþler süzülürken
kadraný kýzýl vakitler istilâ etmiþ
basýncý düþmüþ bir uçurtma týrmalýyor hýnçla göðü
ellerin çenende
baðdaþ kurmuþsun bir cam önüne
diþ çýkarýyor diye kutluyorsun ayrýlýðý
ne zaman düþürdün beni dua gündeminden
bunun neresi ibâdet
takvâya beþ kala isyan deðil mi bu
düpedüz felâket
hafif bir serinlik çöküyor âniden
cümle barikatlarý cem ediyor üzerine
bir garip þarký peydah oluyor
bitiyor dudaklarýnda
ellerine dokunmadan
dansa kaldýrýyor tüylerini
havada kýþ kokusu
benden önce üþüyor özlemim
þimdi þükürlerim bile küs diyorum
"þimdi servilere düþüyor avaz sesim"**
þimdi sesinin bile kokusunu özledim