hani bazen tarif edemezsin
birden sol tarafýn engin bir deniz gibi kabarýr durur
bakýþýn alakasýz bir noktaya sabitlenir...
bazen duvardaki bir çatlak
bazen odadaki halýnýn deseni...
kalbinin atýþýný duyabilecek kadar derin bir sessizlik
sonrasýnda sessizliði bozan
bazen bir çýtýrtý
bazen üst komþunun ayak gürültüsü
aniden telefonuna gelen alakasýz bir mesaj...
kýsa süreli bir þeyler ile meþgul olduktan sonra
iþte yine o his...
bilinmez bir kýsýr döngü...
hani bir þey yapsan kurtulacaksýn o histen
ama ne yapacaðýný bilememe duygusu...
içinden gülmek gelmez ama
aðlayamazsýn da...
sonra birden aklýna gelir
acaba "o" þuan nerede, ne yapýyor? düþüncesi
onun mutsuz olmasýný istemezsin ama
bir baþkasýyla mutlu olmasýný da istemezsin
kendi içinde kýsýr döngüyü tamamlayan bir baþka çeliþki...
benim onu düþündüðüm kadar o da beni düþünüyor mudur?
düþüncenin arasýna yeni bir düþünce firar etmesi...
ve yine içinden çýkamayacaðýn o sýkýntý..
suratýnda istemsiz bir ekþime
belki biraz umutsuzluk
belki biraz umursamazlýk
belki biraz "kadercilik"
içinden geçen sonsuz keþkeler
sonrasýnda "unutabilirim aslýnda" ýsrarý
alakasýz bir eþyada yine onu hatýrlaman
sadece ona benzediði için
birbaþka kiþiye aþýk olduðunu sanma yanýlgýsý
en nihayetinde yine gerçekleri fark edip
ayný boþluða düþme...
sürekli birbirini tekrarlayan günler, geceler
hep bir devaju anlamsýzlýðý
sonrasý mý?
kaldýðý yerden devam
sonunu bildiðiniz bir filmi tekrar izlemek gibi
yine, yeniden tarif edemediðin o duygu...