içimdeki Afrodit’e hayrandým kendimi sevmeyi seviyordum belki de ulaþýlamayan bir elma gibi dallarýn en tepesinde parlamayý uzanan her eli kýrarak ayaza kesmiþ yüreði ordan oraya vurarak bilinmezliðin kapýsýný arþýnlamayý
yol kesen Haramilerin cesaretiyle vurulmayý, saçýmdan sürüklenip götürülmeyi istiyordum belkide seviyorum kelimesinin bu zamanda ki anlamýna hastaydým kýzamýk yapýyordu beni her tarafýma kýzgýn çöllerin beneklerini koyuyor bir deve gibi hörgücümü acýlarla dolduruyordum aþk diye ölse de yüreðim en iyi vahayý aramaya devam ediyordum.
hep arýyordum zaten yorulunca zavallý ayaklarým öylesine bir kapý eþiðinde baðdaþ kuruyordum fakire sadaka der gibi gönül mendilimi anlaþýlamayanlar sokaðýna seriyordum kimisi üç beþ parça sevdayý gýdým gýdým atarken mendilime kimisi cimrilikten basýp da geçti üstüne.
ya çoðunluk gibi olup girildiði ve çýkýldýðý nokta belli olan düz bir otoban olacaktým süratle finale varýlan ya da arada tali yollarý olan ve bir kahve köþesinde çayý yudumlanan yorulunca kenara çekilip çimenlere uzanýlan bazen de nereden geldiði belli olmayan karþý yönden gelen tehlikelere göðüs gerilen farklý, farklýlýðýnýn farkýnda olan anlaþýlmazlar sokaðýnýn dilencisi olacaktým.
ben seçimimi sanýrým anne karnýnda daha ilk tekmelerimi atarken ve aceleyle yedi ayda bu sokaða abone olurken yapmýþtým yaþamýn monotonluðuna inat farkýndalýðý erken doðarak kapmýþtým.
Ayvazým DENÝZ Sosyal Medyada Paylaşın:
Ayvazım Deniz Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.