Varlýðý;
Aðustos sýcaðýnda bir Karaaðaç gölgesi gibiydi sanki.
Konuþunca;
zemheri ayazýnda bir kuzine kenarý gibi sýcacýktý sesi..
Taze bir yara kabuðuna su serper gibi,
boðazýmda acý tortu býrakan tütünüm gibi,
ateþle - su, kömür közünden muska gibi..
aramýzdaki; tanýmlamasý güç, tuhaf bir sevgiydi..
Ne bileyim öyle iþte;
notasý eksik türkü gibi, en güzel yerinde b/itiverdi..
Ve ben,
ne a’dýný ya’saklayabildim dilime,
ne de yörüngesinden uzaklaþabildim..
Sadece,
geceyi kucaklayan SESÝNÝ
iliklerime kadar hissetmek istedim.
Aldýrmasýn kimse, serzeniþ dolu sözlerime;
bazý geceler birkaç kadeh içip güzelleþince,
bir de, elime kalem -kaðýt geçince,
yüksek sesle sohbet ediyorum iç’sesimle..
Zaman zaman gamzelerin düþse de aklýma,
kaybetmenin de olaðanüstü vahþi hazzý var aslýnda.
Kim bilir, geceye müptela oluþum bu yüzdendir belki de ?
mutluyum ben þu an, sana dair sayfalar dolusu yazdýklarýmla
ve seçilmiþ yalnýzlýðýmla.
Sen bil/me duyma...
(Aze)
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.