Nihayetinde oda bir kızdı…
Moralsiz bir güne baþlamýþtým…
Her sabah iþime giderken, bir haz alýrdým…
Ýþ yoðunluðu asla beni yýldýrmazdý, severek yapardým…
Ekmek kapýmdý, oyalanamazdým, sorumsuz olamazdým…
Sabah erkenden kahvaltýmý yaparak,
Ayalimle vedalaþýrdým…
Günlerden perþembeydi, o gün yoðunluðumuz ise zirvedeydi…
Muhtelif kaza raporlarý, ihlal haberleri,
Vatandaþ þikâyetleri hat safhadaydý…
Geç bir saatte ancak öðle yemeðini yiyebilmiþtim.
Bir çay söylemiþtim…
Yeniden iþ yoðunluðumla baþbaþaydým,
Sabýrla evraklarý inceliyordum…
Nihayet çayým gelmiþti, büyük bir keyifle,
Yudumladým ve yenisini ýsmarladým…
Çalýþma odamýn kapýsýný,
Sürekli açýk bulundurmaya özen gösterirdim…
Gelen misafirlerin daha rahat edeceklerini,
Ve bekleyenlerin olmamasýydý dileðim…
Duyduðum bir sesle, evraklardan baþýmý kaldýrdým,
Kapýnýn orda genç bir bayan…
Buyurun derken, ilk kez beni bu denli çeken,
Bir çekim gücüyle karþýlaþtým…
Genç bayanýn üzerinde ilk gözüme çarpan,
Viþne renginde çizgili bir triko buluz vardý.
Alt kýsýmda ise mavi kot bir etek süslüyordu.
Genç bayan doðrusu pek çok alýmlýydý…
Ziyaretinin sebebi yalnýzca bir tanýþmak,
Ve yapýlan hizmetler hakkýnda bilgi almakmýþ…
Genç bayan henüz mastýr yapan bir kýzmýþ,
Evliliði düþünmeye þimdilik fýrsat bulamamýþ.
Kültür seviyesi fevkaladeydi,
Onunla konuþtukça içim açýlýyordu, çok dinleniyordum…
Dünyadan, Türkiye’nin öznesi Ýstanbul’dan konuþurken,
O mekânlarý adeta yaþýyordum…
Onun hiç haberi olmadan, kendi içimden,
Yavaþ ve sessizce þunlarý geçiriyordum…
Ne olurdu bu genç bayanýn refakatiyle, o aziz Ýstanbul’u,
Adalarý, gül haneyi,
Beþiktaþ’ý, Çamlýca’yý, Üsküdar’ý, Eminönü, galatayý,
Kýz kulesi, Fatihi, Eyüp’ü,
Sultan Ahmet’i, Ayasofya ve Top kapýyý gezebilseydim.
Tarihi anekdotlarý Servetifünun diliyle anlatýyordu.
Divan edebiyatýnýn o nezih sayfalarýný, o kadar titiz karýþtýrýyorduk ki,
O devri yaþýyorduk.
Kýsa bir zaman içinde, bu genç bayanla dost, arkadaþ olduk.
Sanki evvel ahirde ruh ikiziydik.
Fevkalade nezaketli, son derece naif bir edep timsaliydi.
Nevi þahsýnda bir Ýstanbul hanýmefendisiydi.
Ne kadar büyük bir deðerdi.
Harikuladeydi.
Örnek bir þaheserdi.
Fiziki güzelliðini asla ön plana çýkartmýyordu.
Yanaklarý kýzarýyordu.
Konuþurken adeta bir buket sunuyordu.
Meðer ne kadar çok ortak paydalarýmýz varmýþ.
Ýþte sadece bir kýz olmasýna
Raðmen, tarihi hakikati, edebiyatý, kentlerin sosyolojik dokularýný,
Ýnsan manzumelerini ortak paydalarýmýz olduðu için sadece paylaþmýþtýk.
O günden bu güne ortalama on yýl geçti…
Ýþte sadece bir kýz olan bu bayan, gönlümü fethetmiþti.
Nerde bulunuyorsa kulaklarý çýnlasýn.
Bugün itibariyle her nerede olduðunu bilsem,
Yine paylaþmak adýna görüþme talep ederdim.
Ýnanýyorum ki, onun nesli son derece münevver
Ve erdem sahibi kiþiler olacaðýna inanýyorum.
Gýyabýnda onu sevgiyle anýyorum, huzur,
Güven ve itminanlýk onu asla yalnýz býrakmamasýný Cenabý Haktan,
Temenni ediyorum ve diliyorum…
Mustafa CÝLASUN
Sosyal Medyada Paylaşın:
Mustafa Cilasun Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.