gülün solduðu yerde üþür gün
bir uzak iklimdir ki
ufukta gittikçe silinen
götürdüklerinin izleri
kaldýrýmda yaðmur ýslaðý
kuruyan kahverengi’ye bulaþan
sarý yapraklarda hüzün
yaþlý çýnar aðacýnýn hazin vedasý
ve bitmeyen bir akþamüstü dargýnlýðý
söz dinlemez ki rüzgar
alýr sürükler uzaklara
neyin varsa
üþürsün birlikte ýslanýrken
soðuktur yaðmurun eli
sessiz bir filmi seyredersin
zaman gelir geçer gözlerinden
tutsam dersin
tutunsam bir yerlerinden
kuruyan neyi tutsan kopar ellerin birlikte
azalýrsýn yavaþ yavaþ
görmek yetmez zaten bilirsin
dokunmalý hayata ama nasýl
kupkuru bir dal iþte bu
daha da acýtmadan canýný
ya da yapraðýn
ah nasýl dokunmalý ki
gülsün gözlerinde
yaðmurlu zamanlara bir çocuk yüzü
buðusu tüten sýcacýk bir ekmeði
ya da bir simit’le çayýn buðusunda
paylaþmak hayatý bir yerinden
yüreðini ýsýtmak ayýrýmsýzca
dalýn
aðacýn
ve yapraðýn
hüznüne ortak olmak
anlamak belki kendince
birlikte ýslanmak yaðmurda
dertleþmek
gülüþmek hatta ýslak bir kediyle
herhangi bir kaldýrýmda
ya da saçak’taki kuþla
ötüþmek birlikte
çok mümkün aslýnda
son trenin kalkmasýný beklerken bile
perondaki yaþlý ve hasta sokak köpeðinin
baþýný okþamak
ya da gýdýðýný her neyse
tutunmak gerek bir yerlerinden
sevginin
veda ederken bile gülümseyip
"seni seviyorum hayat" diyebilmek sevdiðine ...