Bütün kötülükler karanlıklarda doğar;
aydınlatın karanlıkları! filizŞahin
O uğultulu dehlizin tavanına bir göz yerleştirdim
Buruşturulup atılmış kâğıtlar arasında sızlayan kör ışıkla
Issız müzikte dans eden adamın ellerine aşkı verdim
Kırık dökük
Sersefil
Ve olabildiğince rezil
alevlerle meşke daldığında
Dönüp yürüdüm
elleri yok artık
boş feveran
geçer
Genzimi yakan kokuyla ilerledim
Ölü çiçeklerle bezenmiş odanın tabanına çakılı
suskularla sallanan âmâ toplumların ağıtları derinlerde yankılandı
başımı çevirdim ki kara bir delik
emdikçe büyüdü ne var ne yoksa
Geceyi
sezgiyi
sancıyı
yarını
ve izbeliklerde bile rastlanması zor yalnızlığı
Vakumlanan her görüntünün aksiyle başım döndü
Elleri kınalı
Burnu hızmalı
Geniş alınlarında kara yazılar olan kadınlar gördüm
Çorak topraklar gibiydi yüzleri
Gözleri ayrı birer dünya
içlerinde ölüme mahkûm hayaller
Gelişi güzel halaylar eşliğinde alınlarını kazıdılar
Kazıdılar
Karardı
Manasız bir neşeyle aydınlanma, andan ibaret
Mütemadiyen sürdü döngü
Sonra
kan sızdı bacaklarından
dilim çatallaştı
köreldi gözlerim
yürüdüm gittim
usumda bir merdiven
nefes aldıkça kısalan
Dili geçmiş zamanın eteklerinde çanların sesini duydum
bendir, zil, kudüm eklendi
çok sesli bir eve dönüş merasiminde buldum cismimi
Ansızın kulaklarıma dolan
midemden yükselen bir ses karıştı dehlizin uğultusuna
elleri renk renk ateşlerle adamlar doluştu gözlerime
omuz başımda bir görüntü
baktım
bıraktığım adam ateş-i aşkla kül
Dedim
-Hiçbir ateş, sonsuza değin yanmaz
dediler
-Ateş temizliktir, gel.
Ağzımdan başlayan kendi cehennemime geri girdim
Yandım
güzelleştim
Herkes kendi ateşini getirdi
Birlikte yandık
Biz yandık
yandıkça aydınlandı yarınlar
gri
filizŞahin
02/04/2013