Lunapark Yolu

saða sola sekmeden tam hiza duvarýn üstü
cam parçalarý serpili taþ kalplerde yansýma
güneþ bir baþka anlatýyor o eski þarkýyý
ben bahçenizin arkaya bakan penceresinde
sevinçlerinizi görmeye gelmiþtim

merdiven kokularý çok ilginç
kapý aralarýndan sýzan gürültülere raðmen
o ilk çocukluk yýllarýnýn kapsar durumu hala aðzýmda
hala neyzen bir satýcý gibi ilk katta duraklarým
sakýn duyduklarýma inanmayýn siz

sultan ve ahmet iki iyi kardeþler
hünerli elleri odun taþýr her daim
uzak yollardan ahþap paletler gelir
gündüz bir yýðýn kýþlýk
arta kalanlardan bilyeli arabalar
yol sever hafif bayýrlardan saçlarýmýz uçuþarak geçerdik
bu mutlululuðun rüyasýna kapýlýp
zamanlar çabuk geçsin isterdik

sen ölmedin yüreðimde yaþýyorsun þarkýsýný
haylaz sinan için de söyledim
abisinin kuyruðuydu
belki az belirir çok güldürürdü
tespihten tasma yapar cumayý haram ederdi
kýp kýzýl bir öfkeye dönsek de
sana içimizden ne çok gülerdik

incir ayý
sarmaþ dolaþ çiçekler ve karanlýkta koku
lunapark yolu
mezarlýklarý saran sakinlik
ve bir birimizi duya bilecek kadar az nefes alýrken
eþlik ediyormuþ gibi viþne aðacýna
meyvesini ayýn ýþýðýna katýp gülümsemesi
sýrtýmýzda yaþayan ölüleri uyandýrdý
bakýþýrdýk yüzümüzün yüzüyle eski çocuklarýn

parmaðýný þah damarýna deðdirip bayýlan
baygýnlýðýndan sihirli ýþýklar çalýp uyandýran gecenin huyu
kaldýrýmlarla bezeli yeni bir þehir
kahkahalar kopuyor koþun
ýslanmak için yüreði dolu bulutlarda.













Sosyal Medyada Paylaşın: