kuþlar kuþluk vakti ölüyor gülün göðsüne seriliyor cansýz yuvalarý; bir tutam saç bir avuç moloz... efkârýndan seçilmez yapýlar dikiyorlar, denizaltýndan giden nehir nehirin üstünde gitmeyen köprü gibi... Çokça ikiz yollar yapýlýyor; birbirinden seçilmiyorlar, hangisi yol hangisi yolsuz diye... Olsun sen itaat et...
Herkes kýlýcýný boynunda biler(1) koynunda taþýr idam sehpasýný sarýlýr sýmsýký celladýn gamzelerine
Açlar var, her daim de ölüler... Mahkûmlar var biraz da masumlar... O masumlar ki insanat bahçesinin soyu tükenen þeyleri... yeryüzünün yegâne tehlikeleri... Ayakkabýlar var sonra boyalar... Cilalar... Yalanlar... Dansözler ve palyaçolar... Kutular dolusu gerçekler var. Sakýn ha unutma gerçeðin deðeri paranýn ölümüdür...
(1): Sefil Selimi’ye ait olan bir sözün kendimce deðiþtirilmiþ hali. Aslý þu þekildedir; herkes kýlýcýný boynumda biler Sosyal Medyada Paylaşın:
imge_ve_sanrı Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.