Annem İle Hasbihal II
Anne!
Ýnsanlar içindeki yalnýzlýk tak etti canýma,
Çizgimin hakkýný verdiðim için ya beni anlamýyorlar,
Ya da anlamak istemiyorlar,
Buz misali sularý kana kana içtiðim halde,
Yufka gönlümün harareti dinmiyor bir türlü.
Ýnsan bu kadar mý zalim ve gaddar olur,
Ýnsan bu kadar mý canavarlaþýr,
Ýnsan bu kadar mý baþrollerde oynayan bir artist gibi,
Rollünü mükemmel yapar.
Anne!
Ben yoruldum takatim kesildi,
Yaþama hevesim bile kalmadý,
Varlýklar denizinde yüzüyor olmama raðmen mutluluk benden çok uzakta
Ýki yakam bir araya gelmiyor,
Oysa herkes de beni çok mutlu sanýyor.
Ama benim derunumda alevleri göklere yükselen
Volkanlarým var.
Arþýnlamadýðým yol kalmadý.
Aþk ve þevkle baþ koyduðum yollarýn hepsi,
Birbirinden çýkmaz ve karanlýk.
Gönül ýþýklarým bile aydýnlatmýyor artýk.
Anne!
Ya ben bu dünyaya göre deðilim,
Ya da bu dünya bana göre deðil.
Canlý mahlûkatýn en þereflisi olan insan bu kadar mý þerefsiz olur?
Rol yapan yapana, dün saðcý olan,
Menfeati için mangalda kül býrakmayan, solcu olmuþ.
Dün solcu olan ise, bugün vataný milleti benden fazla savunan olmuþ.
Þaþýrýp kaldým, kendimden þüphe etmeye baþladým.
Yalan konuþmak asla bana göre deðil,
Doðrularý konuþup, konuþtuklarýmý yaþamak için tek kalýyorum çoðu zaman.
Oysa yalnýzlýk Allaha mahsus deðil mi?
Anne!
Her canlýnýn birgün mutlaka öleceðini,
Ýþin kolayýna kaçmadan, her þeyin bir bir sorulacaðýný,
Niçin gerektiði gibi düþünmüyorlar.
Çocuklarýna helal lokma yedirmek için,
Deli dana gibi çýrpýnan baba, yorgun argýn eve geldiðinde,
Caným dediði haným, niçin hayat arkadaþýna saygýlý davranmýyor.
Her þey karman çorman olmuþ.
Küçük sýkýntýlar bile mutlu yuvalara baykuþlarý tünetir olmuþ.
Bunlarý yakýnen görüp bildiðim için,
Haddinden fazla üzülüyorum.
Anne!
Vurdumduymaz olamýyorum,
Bana ne cehenneme kadar yeri var diyemiyorum,
Altta kalanýn caný çýksýn, demek mizacýma çok ters geliyor.
Ýnsanlar nimetler içinde gark olmuþ, ama
Gerektiði gibi þükretmiyorlar,
Habire birbirlerinin gýyabýnda konuþup,
Birbirlerine en derin kuyularý kazýyorlar.
Ziyadeleþtikçe maddi durumlarý, azdýkça azýyorlar.
Anne!
Herþey çok yavan ve o kadar da asap bozucu,
Asrýn hastalýðý stres artýkça artýyor.
Biz çocukken, sekiz kardeþ bir odada kalýyorduk,
Kahvealtýnda peynir varken zeytin yoktu
Zeytin varken peynir yoktu, ama
Öylesine mutluyduk ki, mutluluktan yanaklarýmýz al aldý.
Þimdi herkesin odasý ayrý olduðu halde,
Sabah kahvealtýsýnda zeytinin birkaç türlüsü,
Peynir bal, reçel, sadeyað, çýkolata, sucuklu yumurta,
Olmasýna raðmen insanlar niye mutlu deðil?
Bir sebebi olmalý deðil mi?
Ýnsanlar niçin rahmani duygu ve düþüncelerle,
Birbirlerine muhabbet beslemiyorlar?
Þeytanýn ekmeðine yað üstüne yað sürüyorlar.
Anne!
Sanki dibsiz kuyulardayým,
Sanki en zifiri çýkmazlardayým,
Sanki ben bende deðilim,
Sanki yediðim içtiðim bana lezzet vermiyor,
Kuþ tüyü döþeklerde bile uzansam sanki diken üstündeyim.
Ne olur beni yanlýþ anlama!
Ben þekva etmiyorum
Ben sadece ve sadece çok üzülüyorum.
Bunlarý hak etmediðimi düþünüyor,
Acaba biz nerelerde hata yaptýk sorusunu,
Bozuk plak misali habire kendi kendime sorup duruyorum.
Ama ne hikmetse gereken cevabý bir türlü bulamýyorum.
Anne!
Eskiden ince uzun sokaklara seherlerde su serpilirdi,
Herkes kapýsýnýn önünü süpürür ve sokaklar tertemiz olurdu.
Komþular birbirlerine birer tabak yemek gönderirdi,
Bunlar þimdi neden yapýlmýyor,
Ne oldu bizlere…
Yazmak isteyip de yazamadýðým daha çok arzuhalim var.
Bizim bu hal ve ahvalimiz yakýþýyor mu bizlere?
Atalarýmýzýn asil kemikleri þimdi sýzlamýyor mu?
Özümüzden bu kadar uzaklaþmamýzý yediremiyorum kendimize,
Bunlarý düþünmekten þirin uykulara hasretim.
Anne!
Uzun kýþ gecelerinde bizi uyutmak için,
Söylediðin birbirinden güzel ve o kadar da manidar ninnilerini,
Heyacanlý masallarýný ne kadar özlemiþim bir bilsen…
Þimdi 25O metre karelik daireler,
Rengerenk pahalý takým elbiseler, düzinelerle gömlekler,
Beni asla ve asla mutlu etmiyor,
Fakirlik çektiðimiz günlerdeki mutluluðu,
Þimdi fellik fellik mum ýþýðýnda arýyorum.
Hep yalnýzým
Ne beþ çocuðumun annesi, ne de çocuklarým beni anlamýyorlar,
Bu yüzden yalnýzlýðým her geçen gün daha da katmerleþiyor.
Anne!
Ben toprak damlý, müstakil, bahçeli evime öylesine özlem duyuyorum ki…
Ýnsanlarýn çoðu eskiyi mum ýþýðýnda arýyor,
Ama bunu itiraf etmeleri hesaplarýna gelmiyor,
Bunun da nedenini bilemiyorum ve anlayamýyorum.
Anlayamadýðým, bilemediðim çok þeylerim var.
Sanýyorum bunlar benimle birlikte mezara girecek,
Neyse yaþarken kýymetini bilemediðim çok deðerli anneciðim
Azrail as emanetini alýrsa orada dertleþmeye devam ederim.
Ve kafamdaki soru iþaretlerini belki orada giderirsin.
Yüce Allah sana rahmet ve maðfiret etsin Amin…
23/Ekim/2013
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.