kavruk bir deriydi buruþuk bir buluttan sarkan ah’ lar ülkesinde vah’ý kalmýþlardan
dökülmüþtü diye biliyordu kimyasal yöntemle oysa bozulan kimyasý derisinden yansýyordu yolunmuþ tüyleri hoyratça uçuþuyordu þehrin izbe sokaklarýnda " demekki yeni yoldular " diye düþündü
deniz sakindi asabiydi oysa martýlar hava’ysa gergindi davul derisi gibi her an fýrtýna patlayabilirdi nafile aramadý zaten yamalý pantalonun yýrtýk göt cebinde zýrnýk yoktu
gülümseyen insanlarýn gözlerinin derinlerine baktý yel deðdi yüzüne sonra hafiften yellendi adýmlarýný hýzlandýrýrken " bir huzur ver bana da Tanrým " diye inledi