MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

KAVUN AROMALI SAKIZ TADINDA BİR SEVDA
Yaşanmamış Aşkların Şairi

KAVUN AROMALI SAKIZ TADINDA BİR SEVDA





Aylardan Aðustos, hava açýk, güneþli,
Ýnsanýn içine iþliyor kavurucu bir sýcaklýk.
Deniz masmavi , engin, yer yer dalgalý,
Üzerine kocaman desenli bir çarþaf örtülmüþ,
Kadýköy meydaný, cenk meydaný gibi, ortalýk karýþýk,
Erken saatlerde baþlamýþ bir saða bir sola koþuþturmacalar,
Belli ki, burada yaþayanlar yýllardýr bunlara alýþýk.


Bir kadýnýn elinde pazar çantasý, bir eli sýký sýkýya cüzdanýna yapýþýk.
Sokak satýcýlarý oynak, fýrlama, her yeri parsellemiþler iti, çakalý.
Ýçim ýsýnmadý hiç birisine, bir tuhaf geldi bana huylarý, sularý.
Su demiþken, marka ayný marka da, fiyatlar her kaldýrýmda farklý.
Ýnsanlar bildik yüzler, dillerde kuru laf , dýþarýda kuru kalabalýk.


Kocaman yüreðim var sanýrdým, yanýlmýþým.
Düþüncelerimin hepsi bir anda yerle bir oldu,
Buralarda yaþamak zor, para ister, hüner ister, yürek ister.
Abartý deðil, adam gibi yaþanacaksa, insanýn haný, yatý, katý olmalý,
Yoksa bacaklar tutmaz, yük omuzlara biner, bayaðý eziyet,
Paralý sevgili kurtarýr günü de, yýllara yaymak marifet.
Ýçimden, ‘Yaþanmaz buralarda, bana göre deðil buralar’ diyorum,
Doðasýna bir diyeceðim yok, manzarasý nefis,
Ýþte karþýmda, boðazýn muhteþem gelini, Kýz kulesi,
Her yer tarih kokuyor, sanki nefes alýyor Fatih’in askerleri.
Asaletiyle ve ciddiyetiyle duruyor yýllanmýþ Haydarpaþa garý.
Tüm ihtiþamýyla dimdik ayakta Beylerbeyi Sarayý.


Ýskelede insan kalabalýklarý, vapura en önce binmek için yarýþýyorlar,
Ter kokularý mazot kokusuna karýþmýþ, burnumun direði kýrýlýyor.
Neredeyse herkes herkese çarpýyor, ayaðýma bir darbe geldi,
Caným azýcýk yandý, belli etmedim.
Bir yandan da, çaldýrmamak için, cüzdanýmý sýký sýkýya tutuyorum.
Vapur son yolcusunu alýyor, Kadýköy Ýskelesi sessiz kalýyor.


Vapurda insan kalabalýklarý, her birinin kim bilir ne derdi var,
Kiminin yüzü güleç, kimi kapkara benizli, her cins insan var,
Tanýdýk simalara da rastlýyorum,
‘Yok, olamaz, þu karþýmda oturan Ýran Cumhurbaþkaný!
Yahu neydi ismi?’
On dakikamý alýyor düþünmek.
Tabi ya, bu herif ‘ Ahmedinejat.’
Ailesiyle gelmiþ koca devlet baþkaný.
Dikkatle bir kez daha bakýyorum,
Deðilmiþ! Olsa, korumasýz mý gelir? ne iþi olur vapurda?
‘Ýnsan insana benzer’ diyorum.


Vapurda sevgililer el ele, kol kola,
Fýsýldaþýyorlar, öpüþüyorlar, dillerinde aþk naðmeleri.
Kýzýn biri kýrmýzý renkli mini etek giymiþ,
Üzerinde emaneten bir bluz.
Biraz ilerde genç bir çocuk, bir kýzýn peþinde,
Bir diðeri atmýþ elini sevgilisinin omzuna,
Hararetli hararetli bir þeyler söylüyor.
Bir siz eksiktiniz, dondurmacý da simitçi de geldi,
Onlar da rýzýklarýnýn peþinde.


Gözlerim bir adam ile bir kadýna takýlýyor,
Birbirlerine ne de güzel yakýþmýþlar.
Kadýn, adamýn elini tutmuþ, avuçlarý sýcacýk.
Sonra, adamýn elini kendi beline doluyor kadýn.
‘Býrakma beni sevgilim, sar, sarmala’ dercesine.
Ýkisinin de gözlerinde sevgi var, muhabbet var.
Zaman dursun istiyor adam, kadýnýn gözleri ýþýl ýþýl.
Bu anýn tarifi yok, mutluluk bu olsa gerek.


Þimdi alabora olsa bu vapur, herkes can derdine düþecek,
Eller ayrýlacak ellerden, yüzler gerilecek,
Düþünmesi bile ne kötü, yürekler közlenecek,
Yüzmesini bilmeyenler sularýn derinliklerine gömülecek.
Bir bedensiz mezar kalacak, taþýnda ismim olan.


Nereye bakacaðýmý þaþýrdým, göz bu! takýldý,
Baþýmý baþka taraflara çevirmem lazým,
Baktým, karþýdan süzülerek bir martý grubu geliyor,
Çýðlýklar atarak, saða sola pike yapýyorlar,
Ýçlerinden biri kanatlarýný çýrpa çýrpa jet hýzýyla süzülüyor,
En güzel gösterisini yaparcasýna,
En güzel pozu verircesine film karesine giriyor.
Maskara olmuþlar, þýmarmýþlar martýlar,
Tok olsalardý burada ne iþleri olurdu.
Dava aslýnda ekmek davasý.


Bir çocuk elindeki simit parçasýný martýlara uzatýyor,
Sonra diðer bir çocuk…
Martýlarýn gözleri simitlerde,
Ýnsanlarýn gözleri martýlarda,
Sonra martýlar arasýnda bir yarýþ baþlýyor,
Maskaralýk sýrasý þimdi insanlarda,
Ellerinde fotoðraf makineleri,
Þýmarýk þýmarýk gülüyorlar.
Ardýndan, ardý ardýna deklanþörlere basýlýyor.
Kimi resimler dergilere kapak olacak,
Kimi resimler, ölümsüz hatýra olarak kalacak.


Martýnýn biri, yýldýrým hýzýyla gelip, havadan dalýþ yaparak,
Zafer kazanmýþ bir komutan edasýyla poz veriyor,
Gagasýnda küçük bir simit parçasýyla uzaklaþýyor.
Diðerleri kocaman bir çörek parçasýný almak için taarruza geçiyorlar,
Güçlü olan her zaman galip geliyor.
Ýnsanlar kahkaha atmayý bir süre daha sürdürüyor,
Dudaklarda mutluluk tebessümleri.
Akýllarda biraz önceki görüntü kaldý,
Sorular ayný, ‘O martý o çöreði nasýl götürdü?’
Martý sesleri, çoluk çocuk seslerine karýþýyor,
Vapur Heybeliada’ya yaklaþýyor,
Martýlar umutla yeni yolcularýný bekliyor.


Peki ya bizim umutlarýmýz,
Sevgilerimiz, hayallerimiz, özlemlerimiz…
Kelebeklerin ömürleri misali son bulmuþ,
Yaþanmamýþ aþklarýmýz nerelere gizlenmiþler?
Demek ki, alýnyazýmýza ‘Hükümsüzdür ! ‘ þerhi konulmuþ,
Demek ki bu yüzden bizlere yasaktýr yasaklý duygular.
Üzerleri bu yüzden mühürlüdür aþklarýn,
Ve sadece adý kalmýþtýr delicesine sevdalarýn.


‘Oysa, bazý aþklar vardýr ki, ölümsüzdür,
Hatýralarý yaþatýr insaný.’
Bunu ben söylemedim,
Yazýyordur kitaplarda, vardýr elbette bir söyleyen.
‘Bazý aþklar da vardýr ki, doyumsuzdur,
Dudaklarda kavun aromalý sakýz tadýnda hoþ bir lezzet býrakýr.’
Bunu ben söyledim, kitaplar yazmaz.
Sadece yaþayanlar bilir.



Vecdi Murat SOYDAN
(Yaþanmamýþ Aþklarýn Þairi)
03Eylül 2013-Saat : 23.35- Isparta

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.