Ruhunun cemâlini gördüm gönül gözüyle
Öyle güzeldin ki Þems bildiðim gül-i rânâ
Konuþtukça gönlümle saf özünün sözüyle
Yunusa döndü birden nefs denilen pirana
Sen var isen kelam var, öttür bülbülü güle
Þakýsýn fecirlerde, hayran hayran bakarak
Girer girmez dergâha, kapýyý tam sürgüle
Yaþarým cânân için, tatlý cândan býkarak!
Kan rengi gözyaþýmý, mürekkep kýldým sana
Benden kâðýt istersen yüz bedenden derimi
Mektup yaz benim için gökteki el-Rahmana
Görsün gayrý hüznümü ve gerçek kederimi
Manevî evladýsýn hikmet saçan Hýzýr’ýn
Kalbimi yeþertirsen kulun kölen olurum
Emret! Hemen öpeyim, ayaðýný hýnzýrýn
Asla þikayet etmem inan huzur bulurum
Sana bir þey olursa, dayanamam, aðlarým!
Damarda kaným donar, bedenim iflas eder
Hicran cehenneminde erir bütün yaðlarým
Sensizlik bana gurbet, uzaklýk cana keder!
Varlýðýmýn künhüne, erdim otuz altýmda
Verdiðin hikmet ile himmetin sayesinde
Nuranî hayâlini, gördüm gönül tahtýmda
Sessiz oturuyordun, melek himâyesinde
Þâir derviþim ama; sýrtýmda yün hýrka yok
Döner dururum her gün, hayalin etrafýnda
Daha çok yazacaktým; hâme ile hokka yok
Yanan ruhum her gece kalbinin tavafýnda
S / ÂYE (22 5) 2 Eylül 2013 / Eskiþehir
Kelime:
hâme: kalem