Þirin gecekondu evleri,
Karadut, elmasý, viþnesi, eriði,
Salýncak baðlý aðaçlarý.
Güzeldi, eskiden, benim mahallem.
Faytonlu ekmek arabasý ile Ahmet Bakkal’ý.
Hâlen lezzetini bulamadýðým
Ýrmikli helvasý, limonlu dondurmasý,
Takýlýrdýk peþin sýra Kalender Amca.
Kýzlý erkekli, yirmibir çocuk tamý tamýna.
Yakartop, saklambaç, köþe kapmaca.
Eðlence doluydu, sabah akþam demeden,
Hacý dedemin malikânesinin, kocaman avlusu.
‘Kabarama kabarama kel Fatma
Annen güzel sen çirkin’
Tekerlemesine kýzar, kovalarlardý bizleri,
Babaannemin culuklarý.
Ankara’yý ta Kars’a baðlayan Samsun Yolu.
Çekirdekçisi, ayakkabý boyacýlarý, limonata satanlarý,
Kaptý kaçtý ayaküstü biletçileriyle,
Babamýn yazýhanesi.
Ýnce Memet ile Hamoþ halanýn
Oturduklarý evin, cazgýrlar sokaðý.
Kendine özgü, eþsiz þahsiyeti,
Ecevit kasketiyle
Hepimizin büyüðüydü,
Memo Dayý.
Gelinlik kýzlarýn çeyizleri,
Yatak yorgan yünleri,
Yýkanýrdý tokaçlarla, dere kenarlarýnda.
Çoluk çocuk, cümbür cemaat,
Doluþurduk, BMC marka kamyonun kasasýna.
Ayakta kalabilen tek esnafý,
Dünden bugüne.
Elinde baðlamasý, hem çalar, hem söylerdi,
Ankara oyun havalarý,
Berber Hulûsi Abi.
Genç ve çok güzeldiniz.
Þehitlik yakýþýrdý size ancak,
Çok erken ayrýldýnýz aramýzdan,
Gülkýz Hala, Semanur Abla.
Cenazede, düðünde, her zaman yan yana
Sorgusuz, sualsiz, menfaatsiz,
Ýç içe, sýmsýcak insanlar.
Þimdi,
Hissiz, soðuk, yüksek taþ duvarlar,
Sardýlar her yanýmý, hem solumu, hem saðýmý.
Gökyüzünde hür, gönlünce
Süzülen leylekler,
Gezinirken bir daha
Ülkemin semalarýnda,
Yine
Eski mahalleme býrakýn beni,
Baþlayalým, en baþtan.
KEMAL ALKAN