sýrtýmý yaslamýþým gurbete
ateþle oynaþýr gözümde hüzün
ince bellimde zahterim
dilimde he gülümlü bir türkü
hey babam hey kim tutar beni
yaðmasam da gürlerim
çýkar yerleþirim az sonra bir buluta
yeryüzüne tepeden tepeden bakarým
nesimi’ye verir geçerim bir selam orada
sýkýysa bulun beni
hadi susturun bakalým
yaz gününde gribim
bir tuhafým garibim
annemi getirin gidin
hepinizi yakarým
ayaklarým hafif bana
baþým bedenimden aðýr
yürüdükçe büyürüm eðilir önümde dað
düz olur bayýr
bastýðým sular tutuþur yanar vallahi cayýr cayýr
kulun az olduðu o tenha yerde
bilmeceler soruyordu dün ak saçlý dede
saz yanýt vermez dedi rüzgâr “tel bozuk”
benden önce dolarken tenime
toroslar’da dibe vurmuþtu sözü
katli ferman bir deli
bolu daðlarý kulaðýndan tutmuþ getirmiþ adaleti
köpürürken sular dedem yine ünledi
“bre gafil hangi tohum yere düþtü bitmedi”
boynunu büktü toprak gýdým kopya vermedi
merkebi kucaðýnda taþýyordu önümsýra nasrettin
yanyana yürüyorlarlardý arkamýzda köstebekle güvercin
yaz gününde gribim
bir tuhafým ben
garibim
annemi getirin hadin
dünyanýzý yýkarým
Gaziantep / Bu yüzyýldý iþte :(