Gel, bak! Eski bir resim, çilekeþ Ýstanbul’un
Taksim’de kýþla varmýþ hadi yerinde bulun
Onu yerle bir edip, boþ yerine park kondur
Bu tarihin tahribi, ne bir ilk, ne de sondur
Bu nasýl barbarlýk ve bu nasýl mentalite
Kafayla karakterde kalmamýþ bir kalite
Bedeviler sökermiþ duvarlarýn taþýný
Çölde yanan ateþe koymak için aþýný
Develerle çekermiþ, tavandaki kalasý
Çadýra direk dikip haykýrýrmýþ halasý
Medenîyle Bedevî, arasýnda ne fark var?
Ýbn Haldun’un cevabý: kýl çadýr ile duvar
Ne yaptý sana mazi, ne yaptý ki bu kýþla?
Þimdi bu vahþetini, sabah akþam alkýþla!
Niçin böyleyiz niçin? Bilen varsa, söylesin!
Eðer yoksa kem kümü, þanlý tarih neylesin
Yobazlar yaðmalamýþ Yecüc Mecüc misâli
Herkes kahkahalarla, seyretmiþ pâyimâli
Ecdadýn emeðine medyun olan nesil yok
Yýkmaya hazýr kýta, duran cahil, sefil çok
Birkaç metre derine gider aðacýn kökü
Ama tarih binlerce yýla götürür Türkü
Tarihle tabiatý, koruyan medenidir
Her ikisi vatanýn hakiki madenidir
Kýrma, kesme, çiðneme! Sen insan evladýsýn
Mahlukat içinde tek sen Hakk’ýn muradýsýn
Talan etme ne olur! Türk’e bu tarih lazým
Onu korumalýdýr Kürdüm, Çerkezim, Lazým
Siyaset aynasýnda her þey baþka görünür
Bakan Þeytan’ýn yüzü bile nura bürünür
Sadece kitaplara, yazýlmaz tarih, düþün!
Taþa bak, nâkýþýna bak altýnla gümüþün
Ülkemde taþ üstüne taþ koyan taþa tutulur
Olsun. Bu vatan için, kurþun dahi yutulur
Göremiyorum, nerde, tarihime üzülen?
Ama çok onu yýkmak için yola düzülen
Talim, terbiye… bizde tahrip ile tahriftir
Ýnsan, ancak edeple, her yönüyle zariftir
Kurduðumuz þehirler, ruhumuzun aynasý
Düzensiz, soðuk, cansýz, mimarýmýn binasý
Bizde imar tarihle tabiatý tarumar
Mimarýmýz sadece menfaati umar
Git gör Budapeþte’yi, Viyana’yý ey vahþi!
Evlerin duvarlarý, »suratýndan« da yahþi
S /ÂYE (17:27) 9 Haziran 2013/ Eskiþehir
Kelime:
Yahþi: güzel
Halas: tamam