bir sabah;
her sabah güneþiyle doðduðu güne doðamaz çocuk,
ne gün doðar gül yüzün yüzüne,
ne de çocuk doðabilir,,güneþ üstüne,,
bir sabah;
bir çocuk doðar tekerlekli sandalyeye mahkumiyetin hükmüne,
hiç kimsenin oynamak istemeyeceði ilk güne merhaba dediðini,
bilmez,,bilemez,
çalmayan kapýsý ardýnda bana kalmýþ bir ben,,ve bir beden daha büyür istemeden,,
kuþ sesine karýþýk çocuk cývýltýsý,,dýþarýda,
çocuk,,içeridedir hep,
içinden çýkamayacaðý bir içedir bundan sonraki yolculuðu,,
bir sabah;
bin bir sabah geçmiþtir bir sabah üstünden,
öldükten sonra diriliþin iyi tarafýyla avutur kendini,,tanrý katýnda,
ama ayrýlýðýyla ayrý düþmenin düþünde hep dünde kalan bir bendedir,,düþkünlüðü,
ve öldükten sonra dirilmenin imkansýzlýðýna terkedilmiþ bir banadýr keder,
bir sabah;
bir daha sabah olmayacak güneþler doðar içime,
mayýs 10,50