‘’ HUDUT GECELERİ ‘’
‘’ Hudut namustur ‘’ dedi nöbete dikti beni ,
Ceddim gibi vatan’a adarım bu bedeni.
Dinler mi kör kurşunum hududumu ihlal edeni ,
Sığınağım dost yeri ‘’Hudut Geceleri ‘’.
Hudutta nöbet tutmak piyadenin kaderi ,
Kulakta ahenkli ses ‘’ Nöbet bitti ‘’ haberi .
Gecenin pençesinde zaman ne ileri , ne geri ,
İşkenceden de beteri ‘’Hudut Geceleri ‘’ .
Yağmur , rüzgar yiyince donunca ıslak tenim,
Ne sinecek siperim var ,ne ılık bir bedenim .
Tesellim , çayım demim yağmurluğum ve miğferim ,
Kurşundan da beteri ‘’Hudut Geceleri ‘’ .
Bitkin gözler süzerken hududun çöl yolunu ,
Ensemde hissederim gecenin korkunç soluğunu .
Dost adımlar şenlendirir o dar devriye yolunu ,
Parolam kurna kolum işaretim ’’Hudut Geceleri ‘’.
Mıntıka taşları piyadenin bot izleri ,
Her taşında nakış işler çekmez olur dizleri .
Doymadı uykuya hudutçumun mahmur gözleri ,
Zalim’in zulüm yeri ‘’Hudut Geceleri ‘’.
Kula kulluk etmenin adına zimmet konmuş ,
Asil vücut rütbelinin yumruk torbası olmuş .
Felek aslan Mehmedimi bir kediye boğdurmuş ,
Adaletin gasp yeri ’’Hudut Geceleri ‘’.
Aylar geçti haber yok ne anadan babadan ,
Ne de mektup geliyor öksüz kalan o yardan .
Bi haberim sıladan ‘’ Rabbim kurtar bu dardan ‘’,
Ecelden de beteri ’’Hudut Geceleri ‘’.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.