Baba küçükken adýmlarým en mini bebeðinken tutsaydýn kollarýmý zaman ayýrsaydýn gülüþlerime kucaðýna alýp öpseydin esmer yanaklarýmý...
Gittiðin tarlaya sabah erken bedenimi de götürseydin soluklandýðýn palamut aðacý altýnda düþlerime gündüz renginde masallar anlatsaydýn saçlarýmý okþayýp dokunsaydýn omuzlarýma gurur duysaydýn benimle oyunlarýma çelik çomak katýlsaydýn...
Baba küçükken avuçlarým dünya nedir bilmezken beynim her þey yürüdüðüm yöne toz pembeyken ellerimden tutup doðrularýný yalanlarýný söyleseydin insanlarýn daðlarýn neden sýra sýra dizildiðini yaðmurun neden bir coþup bir sustuðunu kelebeklerin neden birkaç gün sonra göç ettiðini hece hece anlatsaydýn iki kulaðýma...
Ve karþýma geçip sevecenliðinle seslenirken benimle karþýlaþýrken oðlum diye seslenseydin çocukluðuma: bugün hem dünyam çok farklý dönecek hem ben adam olma yolunda saðlamca ilerleyecektim ve senin gibi güçlü kalacaktým her mecliste her yalnýzlýkta baba babacýðým.
Mehmet Selim ÇÝÇEK 11 Þubat 2013, 13.12, Qoser
Sosyal Medyada Paylaşın:
meselci Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.