Yüreði uçurumun kenarýnda
Bir çoban yalnýzlýðýyla yazýyorum bunlarý
Isýrýyorum dudaklarýmý kanatýrcasýna
Gülerken açtýrdýðýn güneþ aklýma geldikçe
Ve köylü bir hüzün çöküyor sinemin ortasýna
Yalnýzlaþtýkça yalnýzlaþýyorum
Cevap bulamýyorum aklýma düþen sorularýma
Hangi dil e hangi el e kulak kesilmiþsen
Duymuyorsun can çekiþen kelimelerimi
Görsen bir
Ayaklarýmdan önce þiirlerimi sokuyorum Karadeniz e
En çok da mavisi kanatýyor Karadeniz’in
Þehir kapkaranlýk
Caddeler bir deprem kalýntýsýný andýrýyor
Sokaklar çýkmaz
Baþým darma duman
Urgan satýlan bir dükkan arýyor gözlerim
Biliyor musun?
Kaç kez ölüyorum
Kaç kez diriliyorum
Kaç kez geçiyorum sýrattan bir gecede
Kirpiðime üþüþen bulutlar
Habercisidir simsiyah bir þiirin
Ýþte o an doðrultuyorum kalemi
Þiirin alnýna
Bir bomba diye yazýyorum her kelimeyi
Gözlerim nemli deðil namlu
Ve yazýyorum
Oðlum harcýn deðil adam gibi sevmek
Sana en çok ana avrat sövmek yakýþýr
Hüzün konvoylarý geçerken raylarýmdan
En çok da yazdýklarýmdan korkuyorum
Yazýk ki yazdýðým þiirler kadar cesur olamýyorum
Sana yaþamak düþer elbette saray yavrusu yuvanda
Ben hesaplaþýrken býraktýðýn cehennemle
Ve biliyor musun?
Ölmeden çýktýðým her sabahýn adýný
Bir gün fazladan yaþamak koyuyorum
Bu geceyi de çok uzun yaþadým
Uyku yayýlmaya baþladý etrafa
Dalgalar kýyýya vuradursun
Girerek yalnýzlýðýmýn koluna
Vakit gitme vaktidir
Gitmeden önce son sözüm
Eylül olmasýn sevgilinizin adý
Hoþ çakal
Hoþ çakal