Üç konu

Üç konu

tüh dedim þu aþk masalý filminde kýz kanser olup ölmeseydi.

örneðin her sabah
karþýmdaki tabutcu kara kara düþünmese iþlerin çokluðundan yakýnmasa...

ben her sabah uyandýðýmda; yine sevgilim beni terketti düþümde demesem
tütüne sarýlmasam balkonda asmalara dalmasam terimi soðutmasam...

örneðin artýk haberleri dinlemeye baþlasam, ýraksamasam kendimi dünyaya
sýrtýmý dönmesem sevgilime daha sýcak daha ýlýk baksam gülsem en azýndan...

tüh dedim ulan bir günde olsun þu tabutçu mesleðinden iþlerin azlýðýndan þikayet etse...

ve þiir karalamasam;

her sabah kuþlardan önce ötüyorum. mutluyum;
asma sürgününü uzatmýþ bizim bahçeye

Kâmil dedem doksaný geçti güllere su verirken
cadde ýþýðý ve bir leylek kadar pýrýltýsý
olsun yetiyor ona
karýsý yanýnda nasýl olsa cebinde yol haritasý

mutluyum. gerekmiyor ekmeðimi kemirirken peynir
dündü. akþamdý. yorgundum
biraz Sina Vodjaniyle biraz Jehan Barburla
bulutlarla yaz yaðmurlarýyla ve senden arta kalanlarla
þiir gibi
Allaha koþuyordum


politika böyle bir þeydir;

Hapishanelerde mahkumlar yanar
Daðlarda insanlar bir hiç uðruna amaçsýz ölürler
Uçaklar vurulur uçaksavarlar kalkanlar radarlar ve füzeler
politika böyle bir þeydir
kullananlar ve kullanýlanlar
göç mevsimi baþlar
çocuklar analar kýsaca insanlar
anlamaz iktidarlar

politikanýn temelinde yatar
günahsýzlar

Sosyal Medyada Paylaşın: