Þehrin bir yakasýnda Kaloriferli bir evin sýcacýk odasýnda Keyfini çatan,yan gelip yatan Ya da þömine karþýsýnda çayýný yudumlayan Yemek, içmek için derdi tasasý olmayan Gardrobunda alabildiðince giyecek Buz dolabýnda istediðince yiyecek Altýnda arabasý, katý, yatý villasý Yediðini yiyip yemediðini çöpe atan Sabah kahvaltýsýný bir sabah Paris’te Diðer sabah Londra da yapan Çocuðunun harçlýðý asgari ücret kadar olan Gelecek derdi olmayýp, yokluktan anlamayan Bu þehrin yükü olan insanlarý…
Bir de þehrin diðer yakasý Þu dondurucu soðuða inat edercesine Yalýn ayak yarý çýplak dolaþan insanlar Bir parça yiyecek bulabilmek için Çöplükte aranýp duran garibanlar Ya pazar yerinde pazar tezgahlarýnýn Kaldýrýlmasýný saatlerce bekleyip Arta kalanlarý poþetine dolduranlar Sobasýný yakmak için odun kömür bulamayýp Sokaða atýlan kýrýk kasalarý toplayanlar Gelecekten umutsuz, hayalleri yok olmuþ Yatacak yeri olmayan, belki de çatýsý damlayan Yaþam mücadelesinden baþka amacý olmayan Bu þehrin yükünü taþýyan insanlarý…
Dýþarýda lapa, lapa kar yaðarken Soðuk bir kýþ akþamýnda iþte iki yakamýz Ýki yaka bir araya gelir mi bilmem Bir birini anlar mý hiç, o da belli deðil Ne zaman bu iki yaka bir birini iyi anlar Ve bir birinin elinden sýkýca tutarsa Ýþte o zaman huzur bulur toplumumuz Ýþte o zaman sonsuza dek sürer yolculuðumuz.