Bu sabah uyandým sensiz bir eve, Soðuk, ýssýz, bir o kadar karanlýk… Baþucumda bir not aðlýyordu ve Çýðlýk çýðlýðaydý sanki çaydanlýk… Bu veda da böyle geçsin arþive…
Demiþsin ki “sakýn beni bekleme, Çayýný demledim, kahvaltýn hazýr. O tabak bitmeden çýkayým deme, Sorularýn varsa cevabý hayýr… Say ki aðýr geldi bu aþk bünyeme…”
Ne gözyaþý ne de veda sözleri… Belki de haklýsýn, budur doðrusu. Çekip gidemezdim, girse içeri Sesinin ruhumu yakan buðusu, Desen de “bir daha hiç gelme geri…”
Vakit yaklaþýyor, gitmeli artýk… Birazdan yelkovan avlar akrebi. Ve çalar kapýyý sinsi ayrýlýk… Takvimden süzülen yapraklar gibi Biz de mi maziye karýþacaktýk?
Masada duruyor hâlâ kahvaltým, Yiyemedim, affet, iþtahým yoktu. Son bulurken bugün senli hayatým Mazeretim inan çok ama çoktu… Son defa çayýnýn tadýna baktým…
Gözümde büyüyor bu son yolculuk, Hâlbuki biletim, bavulum hazýr. Elimde mektuplar yýrtýlmýþ, soluk… Gözüme iliþen bir iki satýr Diyor ki “dikkat et, havalar soðuk…”
Sosyal Medyada Paylaşın:
hüzünkar Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.