GECELERİ
Geceleri içimden trenler geçiyor. Sabah uyandýðýmda siyah elbiseli Noel babalarýn þöminemden aþaðý yalnýzlýk býraktýðýný görüyorum, bir çentik sensizlik daha atýyorum yüreðime. Duvarda asýlý, el örgüsü bir palyaçonun dudaklarý aþaðý doðru bakýyor, alnýnda bir ölüm ciddiyeti. Sanki þarkýlar, ölmemi fýsýldar gibi. Gerçek þu ki; ben ölmek istemiyorum, acýlarým beni buna zorluyor. Baþýma silahý dayayarak "bizi" öldürmek istedim, arada ben kaynadým, sen kaynadýn. En çok ruhum kaynadý yüreðimin yangýnlarýnda. Gönderilmiþ bütün kitaplar üzerine yemin ediyorum ki, vücuda gelmiþ bir kutsallýðý hoþ tutabilmekti görevim. Deþifre edilmiþ bir sýrrýn utangaçlýðýyla, örülmüþ bütün atkýlarýn, palyaçolarýn cebime sýkýþtýrdýðý buruþturulmuþ mutluluklarla, durmak nedir bilmeyen bir köstebek gibi tüneller kazarak kötülüklerden kaçmak için... Demiþtim çok evvelden, aðlama. Aðlarsan uzaktan kumandalý bir bomba gibi patlar yüreðim. Siktir et yüreði, kalbi. Sen yine de aðlama. Dilersen mayýnlar döþesinler kalbimin ortasýna. Dilersen kontrol edilemeyen, hiç bilinmedik bir virüs gibi tüket beni. Kesici bir aletle del kalbimi, kanýmý iç. O kaný kan, o kalbi kalp yapan sensin, bil... Ki zaten, kalp deðil, bir varlýk taþýyorum vücudumda, kan deðil mavi bir sývý volta atýyor damarlarýmda.
Þehirleri hep aptal sanýrdým. Bir þeyleri anlamýþlar gibi üzerime çullanýyor bu þehir. Kaldýrýmlarýndan tut, sahillerine kadar. Beni buralarda bir tek, bu þehrin çýkýþ tabelasý anlýyor. Gece sessiz. Sessizlik üzerimi örtmüyor ben uyurken sabaha karþý içim ürpermesin diye. Üzerimi örtecek kimsenin olmamasý, daha çok ürpertiyor içimi. Öyle ki, iliklerimde yaþlý bir Eskimo geziyor sanki. Sanki tenimde gezdiriyor buz gibi nefesini. Üþüyorum. Yýldýzlara uzansam yüzüne dokunacak gibiyim. Dualar, hýçkýrýklar, gözyaþlarý, sümük, küfürler... Aðzýmdan burnumdan çýkan belli deðil. Babanýn cesedine sarýldýn mý hiç? Annenin üzerine toprak atarken, toprak olup da sarýlmak istedin mi öyle çaresizce, öyle sancýlý, öyle buruk, ya kalkarsa diye aptalca düþünüp, öyle umutlu...
Tutunduðun dallara eriþemediðin zaman, ölümü diledin mi hiç Noel babadan... “Sevgili Noel baba, bütün bir yýl hüzünlü bir çocuk oldum, harika bir ölümü hak ettiðimi düþünüyorum” diye mektup yazdýn mý? Yazdýysan eðer bilmelisin ki Noel baba diye pis bir moruk yok. Bunu öðrendiðimde bir annenin yavrusuyla olan göbek baðýný kesmesi gibi kestim yaþamakla baðýmý...
Duvardaki kýrýk saat, gece yarýsýna doðru kulaç atýyor. Odanýn içinde örülmüþ atkýlar boðazýma atlayacak gibi hazýr kýt’a bekliyor. Örme palyaçolarýn kaþlarý çatýk, dudaklarý aþaðý doðru bakýyor. Ve þu masat sesi, en sevdiðimiz þarkýyý hatýrlatýyor...
Sosyal Medyada Paylaşın:
muzaffer akman akbulut Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.