Yakýp yýkarken birileri… Yirmibeþ liraya ölünür mü hiç? Göç/ebe oldular Karanlýk bir þafakla dizildiler Kamyonlara, uçak diye uçarcasýna Yirmibeþ liraya ölünür mü hiç?
Naylonlardan barakalarý Önce yaðmur sonra karla dövüldü Kýþ kýyamete… Dýþý sýcak içi soðuk barakalarýnda Ýnsanlýk dramýný yüklendiler! Yirmibeþ liraya ölünür mü hiç?
Elleri, ayaklarý morarmýþ çocuklar Elleri nasýrlý bir anne-baba! Kýzýl kýyamete… Seralarda, pamuk tarlalarýnda Sabahtan akþama kadar amel ile Yirmibeþ liraya ölünür mü hiç_
Ýkinci belki beþinci sýnýf iþçiydiler! Baba Ýsmail, iki somun ekmekle; Göbekli Haydar barlarda Su gibi oluk oluk para harcar Naylon barakada Ýsmail ve ailesi Bulgur yanýnda iki somun ekmek…
Haydar bir gün çok sarhoþ olur Eðlence diye kumar masasýnda Yüklüce para kaybeder! Üstelik adamlarý döverek…
Haydar dünden sarhoþ Ve öfkeli Kaybeden milyarlarý düþünür… Sabah erken tarlada Çizmeleri çamurlanmasýn diye bir Mercedes içinde ferman söyler, Ýsmail’in iþine son verir!
Ýsmail, hanýmý ve dört çocuk Gene yollara düþer Bir baþka memlekete ekmek Bulma umuduyla çýkarlar
Bindikleri kamyon deðil mübarek Sanki jet… Jet, kör bir virajda uçuruma yuvarlanýr Sonlarý olur felaket! Bir deðil onlarca aile yok olur! Yirmibeþ liraya ölünür mü hiç?
Akýl veren çok oldu Kamyona deðil de otobüse binseydiler diye… Yoksullar nerde olsa Azrail bulur! Adlarý ya bir yangýnla Ya da bir kazayla anýlan iþçilerin; Baþka türlü de olmaz varlýklarý