elma þekeri derdim
sevda alfabem
aynalarý tanýttý sivilceli suratýma
aylarý ilikledi uykularýma
önce rahmeti öðretti
uðruna yaþamayý ezberletti
sonra uðruna uðruna ölmeyi
...
uzun bir türkü gibi þýçrardý
kýsacýk boyuyla
insanýn genzine genzine
çaðýldayarak akan billur bir ýrmaktý
mis kokular ekerdi geçtiði yerlere
akardý denize salýnarak
bazen leylak olurdu bazen zambak
o saksýydý
ben ölü toprak...
...
kayalar sessiz kalýrdý direniþe
konuþmaz utanýrdý papatyalar
paçalara saklanýrdý kumlar
hýrçýn dalgalar bestelerdi kumsal
ölüm kuþanýrdý sessizlik
bir telaþ sokulur aklýma
birer birer vokale dururdu cigaralar
takip ederdim kýlýktan kýlýða girerek
saklanýrdým sönmemiþ kireç kuyularýna
hiç çalýþtýðým köþelerden çýkmazdý karþýma
yuttuðum þiirler takýlýrdý boðazýma
söyleyemezdim...
...
hayli terli olurdu her karþýlaþma
hep bir öncekinden sýký geçerdi mücadele
hep dilimin ucunda dururdu ezbere bir cümle
elimi uzatsam deðerdi
gözlerimi kapatsam bile
benlerine kadar tüm coðrafyasýný çizerdim ezbere!
hatmetmiþtim artýk
çaresizlik güvensizlik ilintiliydi
yenilgi de en üþüten iklimdi
zamanla daha da artýyordu hýrsa muavin birikim
sevmek yabancý filmlerde
ötekine hiç hayýr demeyen ilgiydi!
o kýsakol tiþörtlerle hava atardý
faça çizerdi
bilirdi hayli güzeldi
oysa hayat griydi bende, gök karakalem mavi!
TopraðýnSesi
.