eylül sarý bukleli yol boyu adýmlarda gölge direklerine yaslanýr bir adam iki kýyý arasýnda yalnýzlýðý anlatýr þiirle ben hüzzam makamý pervane zaman takvim yapraklarýný kopartýr önce güneþ küser gün gömer kendini karanlýða ardýndan kýrlangýçlar
þarap baðbozumudur esrik bir dansýn karanfil sözü içimdeki diri duruþu dil ýsýrýklarý kývrýk yaðýþlar odamýn içindeki fýrtýna ruhumdaki melodinin en geçimsizi kalem týpýrtýlarý
dedim ;
eylül saçlý çocuktur aþk yapraklar ne kadar yýðýlsa üstüme dik vurur yamaçlardan esen rüzgârý o kadar açar ki göðsünü bana gecenin bir anýnda þarký söyler uyurum uyanýrým sesiyle