Taif Uhud'dan da Beter
mamur
Taif Uhud'dan da Beter
Ey Taif!
Ebedi ve ezeli sevgiyle,
Topraðýna ayak basan Rasule,
Niçin kol kanat olmadýn?
Bahtsýz müþriþlere, kandýn.
Yürekler daðladýn yaktýn.
Boynu bükük durman,
Yakýþýr mý Sana?
Sen, gönül pýnarý, Þeyma’ýn diyarýsýn.
Soruyorum bu ruhumun bir feryadýr.
Cahil cesaretini alem tanýr.
Göz yummak neden?
Ey Sakifler! Bahtsýz putlar,
Süslü elbiseler, Ýnkarcý katý yürekler,
Sizleri musibete itip sürüklediler.
Bir övgünün peþinde ömür törpülediler.
Fahr-i âlem Efendimiz s.a.v.
Taif’e gitmeye kararlýydý.
Sevgi güneþimiz.
Ezel sýrlarýnýn þahidi,
Nura götüren Peygamberimiz,
Bir ümitle gelmiþti Taife.
Eþrafýn kapýsýný çaldý.
Bir yürek aranýyordu.
Taif’in üç büyüðü vadý.
Üç kardeþ, huysuz ve yüzsüz.
Caydýrýcý her þeyi söyliyorlardý.
Þunlarýn nankörlüðüne bakýn.
Dediler ki:
‘Anlattýklarýn yalan,
Sen peygamber deðilsin.
Senden baþka,
Allah peygamber gönderecek
Kimse bulamadý mý?
Bu iki þehrin,
Büyükleri ne güne duruyor?
Sen Kebþ oðullarýndan emzirilen
Bir yetimsin’.
Sana itibar etmeyiz...
Onlarýn,
Alay dolu konuþmalarýndan,
Hz. Zeyd endiþe etti, soðudu eli ayaðý.
Rengi kaçtý, çözüldü dizi baðý.
Büyük Peygamberin, ümitlerini kýrdýlar,
Üstelik alaya aldýlar, büyüklük tasladýlar.
Yollarda taþ saðnaðý,
Nereni savunacaksýn?
Atýlan taþlar, yuha çýðlýklarý.
Kan revan içinde, kalýyor Peygamber.
Bu acýmasýzlýðýn, zulmün uç nktasý.
Ýki garip yolcu kanlar içinde.
Efendimiz,
Takatsýz kalarak yere oturdukça.
Taþ atýp yuha çekenler,
Yok mu?
Öylesine zalimdiler,
Mekke müþriklerinden beter.
Bilmem nasýl dayandý buna gökler,
Bunu nasýl çekti yerler?
Bir görseydin Zeyd’i,
Nur etrafýnda pervaneler gibi.
Bütün gücüyle,
Efendimizin etrafýný fýr fýr döner.
Taþlar deðmesin diye Rasule.
Siper eyledin canýný, son Peygambere,
Ey! Kutlu sahabi
Sevgin ne kadar çoktu.
Rasüle Ekreme,
Seni unuturmuyuz asýrlar geçsede.
Güzel Rabbim! Habibinin,
Sevgisini doldur kalbimize.
Ey Sevgi güneþimiz,
Ey üzerimize doðan ay,
Bu þehirde senin acýn varken,
Yaþamak bize zor.
Yürekler yanmýþ tutuþ olmuþ kor.
Amine hatun yoktu ki seni kucaklasýn.
Abdullah görmedi, nasýl cezalandýrsýn.
Kýrýlsýn Sana taþ atan eller.
Utanmaz mý bununla tarihler.
Ey Þefaatcýmýz!
Senden akýyor nuru letafet,
Bir yanýnda var Arþ’a kadar azamet.
Lütuf sana, ihsan sana,
Alemlerin göz bebeði,
Ey taze duygularla sevilen,
Þerefli Nebi!
Ýþte orada,
Sevgi dolu kalbini
Dönerek Beytullaha,
Mübarek ellerini kaldýrdýn, Yüce Allaha
‘’Allahým!
Güçsüz ve çaresiz kaldýðýmý,
Halk nazarýnda hor görüldüðümü ancak sana
Arz ve þikayet ederim.
Ey merhametlilerin merhametlisi!
Herkesin zayýf görüpte dalýna bindiði,
Biçarelerin Rabbi sensin. Sensin benim Rabbim.
Beni kime býraktýn! Huysuz ve yüzsüz yabancýya mý?
Yoksa bu iþimde bana hakim olacak düþmana mý?
Allahým!
Eðer bana karþý gazaplý deðilsen, çektiðim mihnetlere,
Belalara hiç aldýrmam. Fakat senin esirgeyiciliðin bunlarý
Göstermiyecek kadar geniþtir.
Allahým!
Gazabýna uðramaktan rahmetinden uzak kalmaktan
Karanlýklarý aydýnlatan, dünya ve ahireti salaha kavuþturan
Ýlahi nuruna sýðýnýrým.Rýzaný dilerim.Sana iltica ederim.
Bütün kuvvet, her kudret ancak senindir, Ya Rabbi’.
Rabia oðullarý,
Dikkatle Resulullaha bakýyorkardý.
Ýçlerinde merhamet duygusu kýmýldadý.
Kötü muameleye üzüldüler.
Köleleriyle bir salkým üzüm gönderdiler.
Büyük Nebi, getirilen üzümü,
Besmeleyle yemeye baþladý.
Addasý, bir merak sardý,
Nihayet kalmadý sabrý.
Sordu:
Sen Peygambermisin?
Fahr-i âlem Efendimiz
Buyurdular evet.
Addas, Sen Hak Peygamberisin
Uzat elini öpeyim,
Dudaklarým nasiplensin.
Ýncil’de Tevrat’da okudum seni
Davet et dinine beni.
Çicekler baharý nasýl beklediyse
Öyle bekledim seni.
Zalim þehvet perestlerden býktým;
Kurtar beni.
Utbe ve Þeybe bu manzarayý..
Kin dolu bakýþlarla seyrediyordu.
Dediler:
Ey vah! Köle elden gidiyor.....
Bakýn bu bir ilahi cilve,
Nasýl sultan oldu bir köle.
Fazla bir süre geçmemiþti ki,
Gördüler ki, Bir beyaz bulut,
Peygamberi sýcaktan koruyor.
Boþa gitmez, etsem bir yemin.
Ýçindeydi Cibril-i Emin.
Ýsyankarlarýn yaptýklarý,
Elbette Allaha malum.
Þerefli gözeticiler, geldiler oraya.
Selam verdiler, Rasulü Kibriyaya.
Emret, Ey Allahýn Rasülü!
Vakti saat geldi.
Þu daðlarý, onlarýn üzerine devireyim.
Hatemül Enbiya buyurdular:
Güzel Rabbimin,
Tevhidiyle buluþsunlar.
Hayýr, kahrolmasýnlar,
Nesillerinden gelecektir müminler,
Allahým!
Taif halkýna doðru yolu göster.
Kederli ve elemli,Taif zülmünden,
Mekke’ye dönerlerken
Batný Nahleye, geldiler gün batarken.
Cenab-ý Hakkýn, huzuruna durdular.
Efeendimiz imam,
Errahman suresini okurlar.
Hikmetinde süal olmaz.
O esnada, gelmiþler ya!
Dokuz kiþi hazýr cinlerden,
Hayranlýkla dinliyorlardý,
Kur’an-ý Peygamberden.
Onlarý, namaz bitince.
Ýmana davet etti Rasül,
Hak dine girdiler teretsüzce.
Kur’an-ý cinler, dinlediler,
iman ettiler.
Daðlar Kur’an-ý iþittiler,
Ýnlediler.
Daha zalim kim vardýr?
Kulaklarýný týkayýp kaldýklarý küfürde.
Karanlýklara gömülmüþ beyinler.
Taþtanda katý Ýnkarcý yürekler.
Kur’anýn,Kabenin, Peygamberin,
Kýymetini bilemediler, bilemediler.
Taif / 1402 H.
Ali Kýlýç Kakiz
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.