Bir Anka Kuşu
Yüzlerce soðuk namlu üzerime çevrildi,
Yüzlerce demir tetik ayný anda gerildi!
Anne, beni söðüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kýyamadýðýn oðlun yere serildi.
Üþüþtü birer birer çakallar üzerime,
Üþüþtü her bir yandan göðsüme, ciðerime.
Anne, beni leþ gibi yiyip talan ettiler,
Teþhis edilmek için savurdular önüne.
’Yeryüzündeki acýlarýn
Hepsini, hepsini tattým!’
Heder oldum, ekmeðime tütün kattým!
Beni milyon kere yaktýlar üstüste.
Bir Anka kuþu gibi anne,
Kendimi külümden yarattým.
Geceler tanýr beni; konarým göçerim ben.
Geceler tanýr beni; kan damlar içerim ben.
Anne, sen beni unut. Karanlýðýn baðrýnda
Kýrmýzýlar ekerim, siyahlar biçerim ben.
Suçüstü yakalandým bölüþürken kalbimi,
Suçüstü, kelepçeyle yardýlar bileðimi.
Anne, ben diyar diyar umudun savaþçýsý,
Bir tutam sevgi için daðladým gözlerimi.
Prometeus’tum, çiviyle çakýlýrken taþlara
Ciðerimi kartallara yedirdim.
Spartakus’tüm, köleliðin çýðlýðýnda.
Aslanlara yem oldum, tükendim.
Kör kuyularýn dibinde Yusuf’tum,
Kerbela çölünde Hüseyin.
Zindanlarda Cem Sultan, sehpada Pir Sultan.
Kaçýncý ölmem, kaçýncý dirilmem bu?
’Tanrýlardan ateþ çaldým,’
Yüzyýllarca tutuþtum, üstüste yandým.
Bir Anka kuþu gibi anne,
Kendimi külümden yarattým.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Yusuf Hayaloğlu Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.