Þarabýmý yudumluyorken, tüm zamanlarýn en bilinmedik þarkýsý mýrýldanýyordu dudaklarda kahpe bir gece gibi kendi kendine söyleniyor gök yüzü avuçlarýnda bir mýsralýk bitmemiþ bir yolculuðun eseri ve kantutmuþ gözlerde yanlýzlýðýný aramaya çalýþan bir serseri. Bünyesinde hazin soluk bir resim kalmýþ her resimde biraz daha buruk bir acý, gözlerini her kapattýðýnda o sayýsýz adam ile seviþmiþ laçka kadýný hatýrlýyor hatýrladýkça mýzrak sanki kalbine saplanýyor rüyalarýnda çýðlýk sessizliði yüreðimin. Hiç dinmek bilmeyen manevi deðerlerini sömürüyor sen sen hayýr sen o olamazsýn. Her bir parçasýnda duymak istemediðim o ayak seslerini rüyalarýma sokan o tatlý dilli kestane rengi saçlarý olan o kadýn olamazsýn. Hayýr yok öyle biri biliyorum sözleri her ne kadar dumaný içime çektiðimde duyduðum o vurdum duymaz tavýrlarý kadar beni rahatlatmazsa bile o kadýn doðmamýþ milyonlarca çocuðumu sadece ýslak bir mendil ile silip çöpe atan o kadýn asýl çöplükte yaþadýðýmýzý bir gün anlayacak. Çöpe atýlmýþ bütün spermlerimin ve henüz içmediðim bütün þaraplarýmýn üzerinene söz veriyorum bir gün þahlanýp ayaklarý yerden keser gibi bir bar köþesinde sosyalistcilik oynayacak kudreti bile olmayan beynimin gazabýna uðrayacak ve baðýmlý gözlerimdeki o umutsuz, karaya vurmuþ bir yunusun tebebessümünü göreceksiniz, göreceksiniz çünkü o an hiç itimat etmeyeceðim sizi yaratana Tanrýnýza... Sosyal Medyada Paylaşın:
Mydanoz Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.